İZMİR - Dêrsim ve Pulur belediyelerine atanan kayyımların 1938'in devamı olduğunu vurgulayan DAD İzmir Şubesi, Dersim'in Kürtsüz ve Alevisiz bir hale getirilmek istendiğini vurguladı.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi , Dêrsim ve Pulur’a (Ovacık) atanan kayyımlara ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında çerağlar kayyıma karşı direnen kadınlar için yakıldı. Basın metnini DAD İzmir Şube Eşbaşkanı Fırat Dikmen okudu.
İktidarın kayyım atamalarına devam edeceğini yandaş basında sık sık dile getirdiğini belirten Dikmen, “Anti demokratik uygulamalar ile halk iradesinin hiçe sayıldığı bu düzlemde herkes kendini ‘sıranın hangi belediyede’ olduğunu düşünür halde buldu. Öyle bir atmosfere girdik ki Kürdün bin bir zorluğu aşarak oy kullanabildiği ama sürekli olarak seçtiği belediyelerin gasp edildiği bir demokrasi yanılsamasındayız . Kürt seçer ama yönetemez, Kürt oy kullanır ama AKP-MHP bloğu iradesine tahakküm koyar” dedi.
‘KAYYIM 1938’İN DEVAMIDIR’
Dêrsim’in Kürt Aleviliğinin seyrinde önemli bir uğrak yeri olduğunu kaydeden Dikmen, “Dêrsim kadim Aryenik inançların sentezi olarak şekillenmiş Rêya Heq Aleviliğinin serçeşmesi olan bir coğrafya. Ocak merkezlerini bağrında taşımasıyla beraber geniş bir Alevi coğrafyasıyla güçlü sosyolojik bağları olan bir alan. Dêrsim bu açıdan stratejik bir yerdir. 1938’den bu yana hedef haline getirilmesinin en önemli sebebi de budur. Dönemin raporlarında bu gerçek açıkça ifade edilir; ‘Dêrsim evvela koloni gibi nazarı itibara alınmalı, Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra da tedricen öz Türk hukukuna mahzar kılınmalıdır.’ Bu sözler Dêrsim’e yönelik tarihsel ve güncel olarak geliştirilen her hamlenin özeti gibidir. Bugün ki kayyım dayatmasının nihai hedefi de aynıdır. Dêrsim, Kürtsüzleştirilmek ve Alevisizleştirilmek istenmektedir” diye belirtti.
‘HALK İRADESİNE SAYGI DUYULSUN’
Kayyımın Kürtlerin yaşadığı şehirlerde ciddi sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal enkazlar bıraktığına değinen Dikmen, “Tüm bu gerçekler ışığında; Dêrsim Belediye Eşbaşkanları kendi toplumlarından aldıkları rıza ile seçilmiş ve halka hizmet etmek adına ikrar vermişlerdir. İktidarın verdiği siyasi kararlarla, işi oluruna uydurma bağlamında çıkarılan cezalar asla hukuki değildir ve kabul edilemez diyoruz. Belediye eşbaşkanları halkın oyları ile seçilmiş meşru siyasetçilerdir. Meşru olmayan kayyımlardır. Kayyımlar geri çekilmeli, halk iradesine saygı duyulmalıdır” ifadelerini kullandı.
'HALK İRADESİ GASP EDİLEMEZ'
Buca Emek ve Demokrasi Güçleri de belediyelere atanan kayyımlara ilişkin Şirinyer Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “Halk iradesi gasp edilemez, kayyımlara hayır, belediyeler halkındır” pankartı açılan açıklamada “Gaspa izin vermeyeceğiz” yazılı dövizler taşındı. Açıklamada sık sık “Kurtuluş yok ya tek başına ya hiçbirimiz” ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları atıldı. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili İbrahim Akın'ın yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Burada konuşan Emek Su Saydam, “Sermaye sınıfı ve onun hizmetinde olan AKP-MHP faşist iktidarı her gün siyasetçileri, gazetecileri, sendikacıları, yazarları şairleri, sanatçıları evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alıyor. Uyguladıkları ekonomik politikalarla yoksullaştırılan halktan, geleceksiz bırakılan gençlikten, emeklilerden, işçilerden halkların kabaran öfkesinden korkuyorlar. Bunun için baskı ve zorbalığı her geçen gün arttırıyorlar. Kayyum atanan belediyelerde doğa talan ediliyor, rant uğruna yağmalanıyor. Toplumsal barışı zedeliyorlar” dedi.
DEM Parti Milletvekili İbrahim Akın da “Kayyım demek, ‘siz seçersiniz ama biz istediğimiz zaman istediğimizi atarız demek. Dolayısıyla Hitler döneminde yaşanan bütün uygulamalar bugün Türkiye’de uygulanıyor” diye konuştu.