İSTANBUL - Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinde yer alan kadın yöneticiler, yaklaşan seçimlere işaret ederek, “Erkek egemen sistem özellikle kadınlar tarafından yıkılacak ve kadın özgürlükçü paradigma inşa edilecek” dedi.
Türkiye, 14 Mayıs seçimlerine hazırlanırken, aday adayı başvurularını tamamlayan siyasi partiler çalışmalarını hızlandırdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun (SMF) oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, ülkede ezilen ve ötekileştirilen tüm kesimlere umut oldu. İttifakta kadınların rolü ve nasıl bir mücadelenin izleneceğine dair Yeşil Sol Parti, TÖP ve EMEP’den kadınlarla konuştuk.
BİN 147 KADIN BAŞVURDU
Yeşil Sol Parti İstanbul İl Eş Sözcüsü Beser Çelik, çalışmalar kapsamında ilk etapta yerellerde Yeşil Sol Parti’nin tanıtımını yaptıklarını belirterek, kentin birçok yerinde stant açtıklarını, bildiri dağıttıklarını ve kadın seçmenlerle bir araya geldiklerini aktardı. Kadınların yoğun ilgilerinin olduğunu söyleyen Çelik, genel olarak bin 147 kadının Yeşil Sol Parti’ye aday adaylığı başvurusunda bulunduğunu kaydetti.
KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ PARADİGMA
Yeşil Sol Parti’nin kadın ve gençlerde heyecan uyandırmasının nedenlerinde birinin HDP’nin kadın özgürlükçü paradigmayı esas alması olduğunu belirten Çelik, “HDP fikriyatı tamamen Yeşil Sol Parti içerisinde de devam ediyor. Doğal olarak birbirinden ayrı bir paradigma ya da örgütlenme biçimi değil, bütünlüklü bir çizgi söz konusu. Yeşil Sol Parti de bir kadın partisi olarak yola devam edecektir” diye belirtti.
AKP’nin iktidarı süresince yürüttüğü kadın politikasına dikkat çeken Çelik, Yeşil Sol Parti’de kadın fikriyatının esas olduğunu vurgulandı. Kadın yoksulluğu başta olmak üzere şiddet, ekonomik kriz ve doğa talanına karşı mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizen Çelik, “Emek ve Özgürlük İttifakı olarak seçimlerde bu temelde taleplerimiz esas olacak. Kadını yok sayan tüm anlayışlara karşı kadınların sesi ve rengi olacak” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 SAYILI YASA
Temel politikalarından birinin de İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa olacağını belirten Çelik, şöyle dedi: “Özellikle Meclis’e girmemizle birlikte İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa gibi kadınlar için hayati öneme sahip kazanımları yansıtacağız. Erkek egemen anlayışın kadın düşmanı politikalarına karşı kadın arkadaşların mutlaka Yeşil Sol Parti içerisinde var olmaları gerekiyor. Bu ülkede tüm ötekileştirilenlerin sesi olacağız. Yeşil Sol Parti’nin bu anlamda kadın politikası somut ve nettir. Bu seçimde erkek egemen sistem özellikle kadınlar tarafından yıkılacak ve kadın özgürlükçü paradigma inşa edilecek.”
‘SADECE BİR SEÇİM İTTİFAKI DEĞİL’
EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros da, önemli bir seçim sürecine girdiklerini hatırlatarak, “tek adam” rejimine alternatif olarak gösterilen Millet İttifakı’nın işçi ve emekçilerin sorunlarını çözmeye yetmediğine işaret etti. Barbaros, “Emek ve Özgürlük İttifakı, işçilere, emekçilere, halkın sorunlarını birlikte çözme perspektifiyle yola çıktı. Bizi diğer ittifaklardan ayıran en önemli farklardan biri de emek ve özgürlükten yana birlikte mücadele mekanizmalarının kurulmasıdır. Emek Partisi olarak siyasi partilerin yanı sıra çeşitli kurum ve emek meslek örgütlerinin de katılımıyla ittifakın genişletilmesi gerektiği perspektifiyle yaklaşıyoruz. İttifakın genişlemesi ve başka kesimler tarafından da sahiplenmesi için ciddi bir çaba içine girdik” dedi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sadece bir seçim İttifakı olmadığının altını çizen Barbaros, aynı zamanda bir mücadele ittifakı olduğunu ve bu sorumlulukla ittifakta yer aldıklarını söyledi.
‘HALKLAR KADERİNİ TAYİN EDECEK’
Krizlerin derinleştiği tarihsel bir süreçten geçildiğini belirten TÖP Dönem Sözcüsü Perihan Koca ise, Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından Türkiye'nin bir yol ayrımına girdiğini ifade etti. Koca, “Uzun zamandır Türkiye'de olağanüstü bir siyasal iklim içerisindeyiz. Sadece siyaset sahnesinde değil, aslında toplumsal alanın tüm hücrelerine yayılmış bir olağanüstülük hali var. 2023 Seçimleri, bir rejimin oylanacağı ve gerçekten hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, halkın kendi kaderini tayin edeceği bir seçim olacak. Bu açıdan gerçekten tarihsel lafzını hak eden bir dönem bu dönem. Hem egemenler açısından tarihsel bir dönem hem de tüm ezilenler ve halklar açısından tarihi bir dönem” diye belirtti.
ÜLKENİN ‘GERİCİ’ İTTİFAKI
İktidarın 21 yıldır Kürtlere, Alevilere, kadınlara karşı savaş açtığına işaret eden Koca, “MHP ve AKP’den oluşan yanına birde Yeniden Refah Partisi’nin, HÜDA PAR’ın eklendiği Türkiye tarihinin en gerici ittifakı ile karşı karşıyayız. 14 Mayıs seçimleri, memleketin yeniden kuruluşu hedefiyle yürümek zorunda. Cumhur İttifakı ne kadar gerici bir ittifak olarak bugün kendini şekillendiriyorsa karşısındaki Millet ittifakı da İstanbul Sözleşmesi’ni vaat etmekten bile imtina eden bir durumda. Öte taraftan kadınlar adına konuşuyorlar. Bunun çok tehlikeli bir şey olduğunu ve tam da aslında Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in egemenleri güçlendireceğinin açık bir ilanı olduğunu ifade etmek gerekiyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın özneleri olarak hiçbir zaman halk adına konuşmadık. Halkın sözcülüğüne soyunduk” dedi.
‘KADINLAR SİYASETİN ÖZNESİ OLACAK’
İttifakta yer alan siyasi partilerin birlikte mücadele yürüttüklerini söyleyen Koca, kadınların ittifaktaki rolüne ilişkin şunları belirtti: “O cam tabanı yıkmak istiyoruz. Artık kadınlar siyasetin öznesi olacak. Korku eşiği aşılmış durumda zaten. 6 Şubat depremlerinde sonra nasıl ki ‘devlet nerede’ diye soruyorsa bu halk, herkes kendi sözünü, eylemini, taleplerini sokakta söylemeye devam edecek. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak bu sözün ve eylemin kendiliğinden ya da tepkisel değil de örgütlü bir güç olmasını sağlayabiliriz. Buna da mecburuz. Bunu yapmaya çalışıyoruz. 14 Mayıs’ta kadınların sözünü kuracağı birlikte mücadele edeceğimiz alanlar yaratarak, kazanılmış tüm haklarımızı geri alacağımız alanlar oluşturmalıyız.”
MA / Esra Solin Dal