KCDP kapatma davası: ‘Ahlaka aykırı faaliyet’ nedir?

img
İSTANBUL - Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği hakkında açılan kapatma davası öncesi adliyede buluşan kadınlar, mücadelede kararlı olduklarını vurguladı. Tanıkların dinlendiği dava ertelendi.  
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği hakkında  “Ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” iddiasıyla açılan kapatma davasının 3’üncü duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 13’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen kadınlar, açıklama yaptı. Üniversite Kadın Meclisleri üyeleri, adliyenin C Kapısı’nda bir araya gelerek, “Kadın cinayetlerini durduracağız” ve “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganları eşliğinde yürüyerek, açıklamaya katıldı. "Platform durmayacak, kadın cinayetlerini durduracağız” pankartının açıldığı açıklamada, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınların fotoğrafları taşındı.
 
KCDP’den Ayşen Ece Kavas, davaya tepki göstererek,  “Kadınlar öldürülmeseydi bu dernek kurulmazdı. Bu mahkemelerden adaletin çıkmadığını biliyoruz. İşte bu yüzden mahkemenin kararı ne olursa olsun kadınların kararı mücadeleye devam” diye belirtti.
 
KADINLAR KARARLI 
 
Daha sonra konuşan KCDP Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, kadın cinayetlerini durdurma konusunda kararlı olduklarının altını çizdi. Dosya avukatlarından Sevda Bayram da, davaya gerek gösterilen “ahlaka aykırı faaliyet”in ne olduğunu sorarak, “Katilleri yakaladığımız için mi ahlaka aykırı davranıyoruz? Ya da üzeri kapatılmak istenen kadın cinayetlerini teşhir ettiğimiz için mi ahlaka aykırı davranıyoruz? Kadınlara ‘sus’ demek için açılan bu dava, ‘yanlış yaptık’ denilerek, geri çekilsin istiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘HANGİ ANLAYIŞ BU’
 
KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim ise, davanın hukuksuz olduğunu vurguladı. Yaşam hakkı için mücadele ettiklerini belirten Ataselim, şöyle dedi: “Kadınlar eşit, özgür yaşasın diye mücadele ediyoruz. LGBT+’lar ayrımcılığa uğramasın, nefret cinayetlerine kurban gitmesin diye mücadele ediyoruz. Bizler kim eşitsizliğe uğrarsa, kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyoruz. Bütün eşitsizliklere karşı çıkıyoruz. Halkımızla birlikte mücadele ediyoruz. Enkazlar, ölümler olmayabilir. Bunu durdurabiliriz. Kadın cinayetlerini durdurmak isteyen derneği hangi anlayış kapatmak isteyebilir? Kadınları ayakta tutan ve şiddetten koruyan 6284 sayılı kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul Sözleşmesi’nden hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır. İran’daki Molla rejimi anlayışıdır. Biz bu anlayışı tarihin çöplüğüne göndereceğiz.” 
 
Kadınlar, sloganlarla açıklamayı sonlandırarak, duruşmaya geçti. 
 
Avukat ve izleyici sayısının fazla olduğu gerekçesiyle duruşma 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi salonuna taşındı. Türkiye Barolar Birliği (TTB), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV)  da aralarında bulunduğu çok sayıda oluşum ve örgüt davaya katılım talebinde bulundu. Fransa, Finlandiya, İrlanda ve Hollanda konsoloslukları ile pek çok uluslararası sivil toplum örgütü temsilcisinin izlediği duruşmaya, KCDP Genel Temsilcisi Gülsüm Ünal Kav ve Genel Sekreteri Fidan Ataselim katıldı.
 
HALK SAĞLIĞI SORUNU
 
Kimlik tespitinin ardından KESK temsilcisi olarak söz alan Bircan Dal, kadın cinayetlerinin halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, derneğinin kapatılmasının çalışmalarını etkileyeceğini, bu nedenle davaya müdahil olmak istediklerini söyledi. Ankara Barosu adına duruşmaya katılan Avukat Banu Çiftçi, kadına yönelik şiddete karşı dernekle omuz omuza mücadele ettiklerini belirterek, davanın reddi yönünde karar verilmesini talep etti.
 
DAVANIN REDDİ İSTENDİ  
 
TİHV adına söz alan avukat Polat Yamaner, vakıflarının işkencenin önlenmesi amacıyla kurulduğunu dile getirerek, “Önümüzdeki dava münferit bir dava değildir. Tarlabaşı Toplum Merkezi ve Göç İzleme Derneği de kapatılmak isteniyor. Derneğin kapatılması kadın ve toplumu derinden etkiler. Bu haksız davanın reddedilmesini talep ediyorum” diye belirtti. İstanbul Barosu adına söz alan Nazan Moroğlu, davanın haklı bir tarafının olmadığını belirterek, davanın reddini talep etti. Moroğlu, “Bu gün avukatlar günü. Görevim için buradayım. Vereceğiniz kararla bir avukat olarak kendimi iyi hissetmek istiyorum”  dedi. 
 
Teyzesinin gözü önünde katledildiğini söyleyen Saadet İrem Karlıdağ, platform sayesinde kendilerini yalnız hissetmediklerini  dile getirdi. Karlıdağ, “Platform her zaman yanımızda oldu. Şimdi de ben onların yanındayım. Davanın reddini talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Katledilen Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar da, duruşmada tanık olarak dinlendi. Derneğinin çalışmalarının önemine değinen Damar, 4 yıldır verdiği adalet mücadelesine değindi. Tanık olarak dinlenen Figen Yetişkin, kızının bir polisin evinin önünde 4 Mart 2015’tarihinde katledildiğini kaydederek, “Bana kadın olduğumu ve haklarımın olduğunu öğrettiler. Onlar benle yürüdüler ve ben de onlarla sonuna kadar yürürüm” dedi. Bunu üzerine mahkeme başkanının derneğin faaliyetlerini bilip bilmediğini sorduğu Yetişkin, “Derneğin ahlaksızlık yaptığını hiç görmedim. Bir kadının dernek nedeniyle öldürüldüğünü görmedim” yanıtını verdi.
 
DURUŞMA 13 EYLÜL’E ERTELENDİ
 
Tanık olarak dinlenen Arzu Sena Topuz’un ardından söz alan avukatlar, dinlenmesini istedikleri 9 tanığın daha olduğunu söyledi. 
 
Ara kararını veren mahkeme, katılma taleplerini reddederek, tanıkların dinlenmesi talebini kabul etti. Bir sonraki duruşma 13 Eylül'e ertelendi.