WAN - “Jin, jiyan, azadî” eylemlerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın felsefesinden doğduğunu söyleyen feminist yazar Rahila Gupta, eylemlerin dünyaya yayılmış olmasının temel nedeninin ise Rojava Devrimi'nin etkisi olduğunu söyledi.
İran’ın başkenti Tahran’da başörtüsü kurallarına uymadığı için gözaltına alınan ve katledilen Jîna Emînî’nin ardından sokaklara çıkan kadınların, “jin, jiyan, azadî” sloganıyla yayılan eylemleri devam ediyor. Birçok ülkeye yayılan eylemler dünya kadınlarına ilham oldu.
1979'da, Southall’da faşizm karşıtı gösteride katledilen aktivist Blair Peach'in ölümünün ardından kurulan ve kadın hakları alanında çalışma yürüten Southall Black Sisters’in (SBS - Southall’un Siyahi Kızkardeşleri) Başkanı feminist yazar Rahila Gupta, Kürt kadınlarının direnişinin bir yansıması olan “jin, jiyan, azadî” sloganının dünya kadınlarına yansımasını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
ROJAVA DEVRİMİ’NİN ETKİSİ
Kadınlar öncülüğünde İran’da gelişen eylemlerin dünya çapında benzeri görülmemiş bir yankı bulduğunu ifade eden Gupta, “Jin, jiyan, azadî” sloganının 15 Ekim 2017 yılında cinsel saldırı ve şiddete karşı “ifşa” hareketi olarak başlayan “#metoo hashtag'i” kadar tanınarak yayıldığını söyledi. Gupta, sloganının bu kadar yayılarak önem affedilmesinin temel nedenlerinden birinin de Rojava Devrim’i olduğunu söyledi.
Birçok ülkede kadınların “jin, jiyan, azadî” sloganıyla başlayan eylemleri “ilk feminist devrim” olarak nitelendirildiğini, ancak ilk feminist devrimin Rojava Devrimi olduğuna dikkat çeken Gupta,“İlk feminist devrim, kadınlar öncülüğünde ‘jin, jiyan, azadî’ mücadelesi ile gerçekleşen Rojava Devrimi’dir. İran’da bugün dillendirilen ve tüm dünyada daha fazla yankılanmaya başlayan bu slogan, kadınlar öncülüğünde gerçekleşen Rojava Devrimi’nden etkilenilmiştir. Çünkü daha önce Bakur’da bir felsefe olan bu slogan, Rojava’da popülerleşmiştir. Jina Emînî’nin ölümünden önce çok az bilinen ve Kürt siyasi toplantılarında ve mitinglerinde coşkuyla atılan bir slogan, şimdi dünyanın dört bir yanındaki toplantı salonlarında ve gösterilerde yankılanıyor. Bu sloganın kökenlerini tartışma fırsatı, Rojava’ya ilişkin farkındalığı arttırmak için bir fırsattır. Dolayısıyla bu sloganın evrensel olarak benimsenmesi olumlu bir gelişmedir” diye konuştu.
‘ABDULLAH ÖCALAN’IN FİKİRLERİ ŞAŞIRTICI’
Sloganın 8 Mart 2006’da “Dünya Kadınlar Günü”nde Kürt kadınlarının ağzından duyulmaya başlanıldığını ve PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından 1993 yılında, hedeflerinin özlü bir şekilde ifadesi için kullandığını kaydeden Gupta, Abdullah Öcalan’ın kadın hareketine yönelik düşüncelerine dair şunları söyledi: “Öcalan'ın, ‘özgür kadın olmadan özgür toplum olamaz’ iddiasına katılıyorum. Kadınların kendi görüşlerini bu kadar kesin terimlerle ifade etme güveninden yoksun oldukları bir zamanda, bu kadar güçlü bir açıklama yapanın bir erkek olmasına şaşırmamak lazım. Elbette bunda, Sakine Cansız gibi birçok Kürt kadınının Öcalan'ın düşüncesini etkilemesinin payı büyük. Abdullah Öcalan’ın cezaevinde yazdığı yazılarından anlaşılıyor ki Batı feminist düşüncesinin de rolü var.”
‘ÖCALAN ANLAYIŞIMIZI ZENGİNLEŞTİRİYOR’
Gupta, Abdullah Öcalan’ın fikirlerine dair “Feminizm terimi, tartışmanın her tarafından sık sık sorgulandı ve saldırıya uğradı. Siyah kadınlar bunun esas olarak beyaz kadınlar için geçerli olduğunu düşündüler, diğer kadınlar bu terimi çok tehdit edici buldu, çünkü feministler 'erkekten nefret eden' olarak tasvir edildi. Yine, diğerleri post-feminist bir dünyada yaşadığımız için terimin modasının geçtiğini belirttiler, yani kadınlar uğruna savaştıkları her şeyi başarmışlardı. Bu son pozisyon, kadın hakları mücadelesi açısından belki de en tehlikelisiydi. Artık bunun müstehcen bir kelime olmadığı ve yakın zamana kadar Facebook'ta çalışan Sheryl Sandberg gibi kurumsal kadınların bile kendisine feminist demekten mutlu olduğu bir dönemden geçiyoruz. Birçoğumuz onun feminizm fikrine katılmayacağız ama önemli olan bu tartışmayı başlatmak. Öcalan'ın feminizme ilişkin görüşlerini bu tartışmanın bir parçası olarak görüyorum. Tercih ettiği terim olan ‘Jineoloji’ için bir örnek öne sürmesi, Batı'daki liberal feminizmin hegemonyasına önemli bir meydan okuma olan ‘devrimci feminizm’ fikrini ortaya koyduğu için, bakış açımızı zenginleştiriyor” diye belirtti.
Gupta, son olarak “İranlı kadınlar devrimci ruhlarını somutlaştıracak yapılar arıyorlarsa, sınırın öte yanında, Rojava olarak da bilinen devrimci Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nde kullanılan modellerden başkasına bakmalarına gerek yok” dedi.
RAHİLA GUPTA KİMDİR?
Rahila Gupta, Hindistan asıllı bir yazar ve aktivist. Uzun bir süredir Londra’da yaşayan Gupta, ırk, cinsiyet, din ve engellilik konularında kampanya yürütüyor. Şuan, radikal, tabandan gelen bir kampanya örgütü olan Southall Black Sisters'ın başkanlığını yapmakta. İngiliz gazeteci Beatrix Campbell ile, Why Don't Patriarchy Die?(Neden patriarki ölmüyor?) kitap araştırması kapsamında 2016 yılında Rojava'yı ziyaret etti. Gupta, Rojava ziyaretini “Orada yaşanan kadın devrimi beni çok etkiledi. Bu hayatımın en heyecan verici siyasi gelişmesi” şeklinde tanımladı. 2017 yılında Noam Chomsky ve Jeremy Corbyn gibi önemli isimlerle başlatılan “Kürdistan’da Barış Kampanyası” imzacılarından oldu. Gupta, aynı zamanda çeşitli web siteleri ve gazetelere halen makaleler yazmaya devam ediyor.
MA / Cengiz Özbasar