DERSİM – Alevi inancında 12 hizmetten biri olan tamburun (bağlama) inançlarındaki yerini anlatan Pir Zeynel Kete, tamburun Alevi inancının toplumsal kimliği olduğunu belirterek, "Alevilerin direncini, inancını, mücadelesini ve ahlaki politik duruşunu dile getirir” dedi.
Alevilikte ibadetin olmazsa olmazlarından bağlama (tambur), çalınması bilinmiyorsa bile her evin duvarında asılı bulunur. Alevi deyişleri bağlama eşliğinde seslendiriliyor. Pir Zeynel Kete, bağlamanın inançlarındaki anlam ve önemini anlattı.
Reya Haq coğrafyası olarak tanımladıkları Dersim’de ulus devletlerin kültürel olarak soykırım uyguladıklarını belirten Kete, Alevi kültürünün taşıyıcısı olan maddi manevi değerlerin ise çarmıhta can verdiğini kaydetti. Bu değerlerden birinin de bağlama (tambur) olduğunu söyleyen Kete, “Aleviler yakın bir tarihe kadar da bağlama ismini kullanmazdı. Tambur derdi. Bağlama daha çok kentleşmeyle beraber genç kuşak tarafından kullanılmaya başlandı. Tambur unutuldu” dedi.
‘MÜZİK İLE HAKKA YAKIN OLUNUR’
Kete, yaşamın müzikle ilişkili olduğunu vurgulayarak, “Alevi inancında müzik ile hakka yakın olunur. Dad-didar olunur. İkrarlık verilir. Cem u civat olunur. Reya Haq Alevi toplumsallığı, müzik ile ilişkilidir. Müzik ise tambur ve zakir ilişkisiyle ete kemiğe bürünür. Zakir meydan çağrıcısıdır. Alevi inancında bütün erkanlar meydan da yapılır. Meydan hakkı var edendir” diye ifade etti.
‘TOPLUMSAL HAFIZAMIZDIR’
Tambur’un aynı zamanda bir örgütlenme biçimi olduğunu söyleyen Kete şunları dile getirdi: “Zakirler, tambur eşliğinde her dönemin toplumsal hafızasını, Alevi halkının çektiği acıları, direnişi, telden tele, dilden dile, kuşaktan kuşağa taşımıştır. Bundan dolayı tambur her dönemin tanığı, sanığı ve mahkûmudur. Etkisi o denli büyüktür ki Osmanlı döneminde yasaklanması için fetvalar verilmiştir. Tambur küfrü imana sayan tek müzik aracıdır.”
‘TARİHİMİZİ TAMBUR İLE ANLATIRIZ’
Kete, Alevi inancının daha çok sözlü gelenekten beslendiğini belirterek, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Tarihsel olaylar yaşanmışlıklar, şahsiyetlerin yaşamı, zakir tarafından tambur vasıtasıyla anlatılır. Tambur en önemli eğitim aracıdır. İnançla ilgili ne varsa tambur aracılığıyla zakir tarafından yeniden canlandırılır. Hak aşıkların dilinde sözleri zakirin dilinde tamburun telinde hak meydanında şiir olmaktan çıkmış hak kelamı olmuştur.”
‘ZULME KARŞI HAKKI DİLE GETİRİR’
Tamburun Alevi inancında zalimin zulmüne karşı bir propaganda aracı olduğunu yineleyen Kete, “Alevilerin direncini, inancını, mücadelesini, ahlaki politik duruşunu dile getirir. Kültürel alanda zakir ve tambur en büyük hafıza taşıyıcılarıdır. Zakir hafızayı taşıyan geçmişi gelecekle birleştirir. Tambur ise Aleviler için canlıdır. Hak meydanında bir hizmeti vardır. 12 hizmetten biridir. Eğilir niyaz eder. Sesi yanıktır. Bağrı, göğsü, kulakları, kolu ve gövdesi vardır” şeklinde konuştu.
‘TOPLUMSAL KİMLİĞİMİZDİR’
Alevi inancındaki birçok özelliğin tambur da somutlaştığını aktaran Kete, “Bu anlamda Alevi inancının bütün özelikleri tamburda simgesel olarak mevcuttur. Alevi inancının kimliği tambur da somutlaşmıştır. Tamburdaki eşik, perdeler, akort, teller hepsi inancın bir özelliğini sembolize etmektedirler. Tambur Alevi inancının toplumsal kimliğidir. İki eşik arasındaki uzunluk hakikat yolunu ifade eder, bu anlamda perdelerin ve seslerin çokluğu farklılığı çok kültürü ifade eder” diye kaydetti.
‘ZULME KARŞI DİK DURUŞUN GÖSTERGESİDİR’
Kete, tamburun biçimi ve asılma yöntemlerine dair de şu bilgileri paylaştı: “Tambur dik asılır. Bunun anlamı ise yapılanlara karşı dik duruşun göstergesidir. Kılıflı ve püskülü olur. Bağlamanın kılıfı genellikle siyahtır. Anlamı toplumun binlerce yıllık savaş, sürgün, katliam, şiddet ve soykırıma karşı yasta olduğu anlamına gelir. Püskülü genellikle kırmızı ya da yeşildir. Kırmızı olması kızılbaşlığa yorumlanır, yeşil ise var oluşu temsil eder.”
MA / Semra Turan