Mülteci filmlerin yönetmenleri seyirciyle buluştu

img

İZMİR - Birbirinden farklı hikâyelerle mülteci meselesini gündeme alan Uluslararası Mülteci Film Festivali devam ediyor. Filmlerin yönetmenleri seyirciyle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı. 

İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali devam ediyor. Birbirinden farklı hikâyelerle mülteci meselesini gündeme alan festivalin ikinci gününde yönetmenler, seyircilere çekim yaptıkları hayatları ve gözlemlerini anlattı. Gösterimlerini Fransız Kültür Merkezi’nde yapan festivalin dün geceki ilk filmi “Kaplumbağalar da Uçar” oldu. Ardından kendisi de bir mülteci olan Nejla Osseiran’ın “Hep Birlikte” adlı kısa filmi gösterildi. 
 
‘HEP BİRLİKTE’ FİLMİNİN YÖNETMENİ SEYİRCİ İLE BULUŞTU
 
Film,  Türkiye’den Avrupa’ya geçmeye çalışan mültecilerin en çok kullandıkları rota Midilli adasındaki gönüllülere odaklanıyor. Deniz yoluyla gelen bu insanlara kucak açan yerli ve yabancı gönüllüler, insanlar arasında bir sınır olmadığını, eşit ve beraber olmak zorunda olduğunu savunuyor. Yönetmen Osseiran’a göre bu insanlık trajedisinin tek umut veren ışığı de onlar. Daha önce kentsel dönüşümlerle ilgili belgeseller çeken Osseiran, ilk önceleri mülteci meselesine dair çalışma yapmaktan kaçındığını, bunun nedenin de içinde kapanmayan mülteciliğin yaraları olduğunu söyledi. Bunu fark ettikten sonra Midilliye gittiğini söyleyen Osseiran, oradaki kamplarda dikkatini en çok çalışan gönüllülerin olduğunu ve filmi de onların emeğini anlatmak için yaptığını belirtti.  
 
‘TRAJİK OLANI SAVAŞ NEDENİYLE YOLLARA DÜŞÜLMESİ’
 
Yönetmenliğini Aris Nalcı ve Erhan Arık’ın yaptığı Avtobus’un gösterimine, hikâyeye sesiyle katkı sunan Pakrat Estukyan da katıldı. Film, Türkiye’den Ermenistan’a giden bir yolcu otobüsünün içinde geçiyor. 36 saatlik süren bu yol filminde 44 yolcunun hikâyesi anlatılıyor. Türkiye’ye çalışmaya gelen bu insanların kimi hemşire, kimi temizlik işçisi, kimi ise inşaat işçisi. Gösterimin ardından seyircinin sorularını yanıtlayan Estukyan, mülteci hikâyelerinin çok önemli olduğunu söyledi. Avtobus’ta yer alan mültecilerin, ülkelerindeki ekonomik krizden dolayı mülteci olduğunu söyleyen Estukyan, savaş nedeniyle yollara düşenlerin yaşadıklarının daha trajik olduğunu belirtti. 
 
‘MÜLTECİLERİN ACILARINA HİÇ KİMSE KAYITSIZ KALMAMALI’
 
Yönetmenliğini Murat Yüksel, Onur Tekin ve Zehra Güzel’in yaptığı “İmroz” filmi, festivalin yoğun ilgi gören filmlerden biri oldu. 2016 yapımı film, bugün Gökçeada olarak bilinen coğrafyada yaşayan insanların hikâyelerini paylaşmayı amaçlayan kısa bir belgesel. Film, Türkiye’de Rumlara yakından bakarak hem iktidarın toplumu yaralayan acımasızlığının, hem de her türlü kimliğin ötesine geçen güçlü bir aidiyet duygusunun izlerini takip ediyor. Aynı zamanda “cezaevi” olmanın reva görüldüğü bir adanın da hikâyesi olan İmroz, adadaki mekânların görüntüsüyle, yaşanan kayıplara rağmen birbirine tutunan insanların tanıklıklarını röportajlar aracılığıyla bir araya getiriyor. Gösterime katılan Murat Yüksel, mültecilerin acıların hiç kimsenin kayıtsız kalmaması gerektiğini söyledi. 
 
‘LİNA’NIN YOLCULUĞU SÜRÜYOR’
 
Yönetmen Andaç Haznedaroğlu’nun 2017 yapımı “Misafir” günün son gösterimi oldu. Film, akrabalarını Suriye’deki savaşta kaybeden küçük bir kızın hikâyesini anlatıyor. 7 yaşındaki Lina neşe dolu bir çocuktur. Günlerini arkadaşları ile birlikte oyun oynayarak geçiren Lina’nın hayatı Suriye’de çıkan savaş ile birlikte alt üst olur. Savaş, küçük kardeşi hariç tüm ailesini ondan alır. Komşuları Meryem, Lina ve kardeşini de yanına alıp bu vahşet dolu ortamdan gitmeye karar verir. Çıktıkları bu yolculuk Lina için başlarda keyifli gelse de onun asıl isteği evine geri dönmektir. 
 
İzmir’de yaşayan Suriyeli mültecilerin de katıldığı gösterime katılan Haznedaroğlu, filmin mesajının bir gün mülteci olmak zorunda olursak ya da öleceğimizi bildiğimiz an ne yapardık? Sorusunu sordurmak olduğunu söyledi. Nefret söyleminde bulunanlara, sinema yoluyla mülteci hikâyelerini buluşturabilmenin önemli olduğu söyleyen Haznedaroğlu, başrolü oynayan Rawan Iskeif’in şu anda Almanya’da mülteci bir çocuk olarak yaşadığını ve önümüzdeki üç ay içinde ailesiyle beraber sınır dışı edilebileceğini söyledi. Buna karşı Almanya’daki mülteci dernekleri ve gazetecilerle görüştüğünü aktaran Haznedaroğlu, sınır dışı edilmelerini engellemek amacıyla yapılacak kampanya kapsamında Almanya’da da filmin gösterileceğini duyurdu. 
 
Festivalin bugünkü programı şöyle: 
12.00: Transit
14.00: Mr. Gay Syria
15.30: Medulla Oblangata
16.00: Ayrılığın Yurdu Hüzün
17.20: Yeni Bir Yurt Edinmek
19.00: STYX