78’liler Girişimi: Cezaevlerinde 12 Eylül kararlılığı var

img
MERSİN - 12 Eylül askeri darbe döneminde cezaevlerinde direnen 78’liler Girişimi üyeleri, açlık grevi eylemcilerinin “tecrit kaldırılsın” talebinin tüm toplumun talebi olduğunu belirterek, “Bu sese ses olalım” çağrısı yaptı. 
 
Açlık grevi eylemcilerinin “Tecrit kaldırılsın” talebine hükümet sessiz kalmasına bir tepki de 12 Eylül 1980 askeri darbe döneminde Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde işkenceye maruz kalan 78’liler Girişimi üyelerinden geldi. 
 
Cezaevlerinde baskıya ve kötü muameleye karşı tutukluların bedenlerini açlığı yatırmasının bir direniş kültürü olduğunu vurgulayan 78’liler Girişimi üyesi İbrahim Bilen, Diyarbakır Cezaevi’nde 10 yıl kaldığını ve bu süre zarfında birçok defa açlık grevi eylemine girdiğini söyledi. 1980 döneminde yaşanan darbeye karşı tüm toplumun tepki göstermesinden kaynaklı yaşanan ölüm oruçlarını direkt olarak sahiplendiğini belirten Bilen, bugün Leyla Güven’in öncülük ettiği eylemin de talebinin haklı olduğunu dile getirdi. 
 
'TALEPLER HERKES İÇİN'
 
Bilen, “Tutuklular, toplumun sürüklendiği kaos ortamına karşı çözümü geliştirmek ve barışı savunmak için bu eylemi başlattı. Talepleri de Türkiye için hayatidir. Türkiye’nin ileride demokratikleşmesi ve huzura kavuşması için yapılmış bir eylemdir. Toplum da harekete geçip bu eylemi sahiplenmeli. Toplum bu sese ses olmalı. Bu talepler için bedenini ortaya koyan insanlar ölmemeli” dedi.
 
Geçmişteki deneyimlerden yola çıkarak açlık grevi eylemini başlatanların kararlı olduğunu kaydeden Bilen, tutukluların sonuna kadar direneceklerinin altını çizdi. Kendilerinin de bir dönem haklarını almak için sonuna kadar direndiklerini aktaran Bilen, “Önemli olan insanlar ölmeden, cezaevlerinde cenazeler çıkmadan sorunlar çözülebilmeli. Bu talepler herkes içindir. Bunun için kendisine demokratım diyen, insanım diyen kısacası duyarlı olan herkes ölümler yaşanmadan harekete geçmelidir” diye konuştu. 
 
‘ELİMİZDEN GELENİ YAPMALIYIZ’
 
20 yıl cezaevinde kalan ve birçok açlık grevi eylemine tanık olan Ahmet Şeremet ise, şunları söyledi: “12 Eylül’de nasıl ki kararlı bir süreç varsa bugün de cezaevlerinde aynı süreç yaşanıyor. İçerde nasıl ki insanlar bedenlerini ortaya koyduysa biz dışardakiler de elimizden geleni yapmalıyız. Bu zulme ve faşist iktidara karşı durmalıyız. Bedenler Türkiye’nin demokratikleşmesi için ortaya konuldu. Birçok yollar denemeliyiz. Tutuklu arkadaşlar kritik bir aşamadadır. Sıvı dahi alamayacak durumdalar. Amed Zindanını aşmış insanlarız. Halk bunun öncülüğünü yapmalı.”
 
Leyla Güven’in talebinin tüm toplumun talebi olduğunu belirten Bayram Kızartıcı, “Toplum derhal sessizliğini bozmalıdır. Ölümler yaşanmadan eylemcilerin talebine sahip çıkmalıdır. Toplumun önder olarak gördüğü Öcalan’a uygulanan tecrit yasa dışıdır” dedi.