Aram Yayınları'ndan 6 yeni kitap okuyucuyla buluştu. Yeni eserler arasında mizah, araştırma, deneme, anı gibi farklı türde kitaplar yer alıyor. Hüseyin Aykol'un "İlginç Zamanlarda Yaşamak", Arif Altan'ın "Cıvalı Zarlar", Stellan Vinthagen'in "Şiddete Dayalı Olmayan Eylem Teorisi", Özgür Gürbüz'ün "Mitolojik Gerçeklik", M. Nuri Özen'in "Kabinede Evrim Teorisi" ve "Özgür Yaşamın İnşa Diyalogları" kitapları raflardaki yerini aldı. 

 

İLGİNÇ ZAMANLARDA YAŞAMAK 

 

"İlginç Zamanlarda Yaşamak", Özgür Basın'ın çınarlarından Hüseyin Aykol, hayatından kesitleri okuyucuyla buluşturuyor. Kitap bir taraftan Aykol'un deyimiyle kendisinin gayri resmi biyografisi olmasının yanı sıra 30 yılını doldurduğu Özgür Basın'ın da biyografisi olma özelliği taşıyor. 

 

Çinlileri beddua olarak kullandığı "İlginç zamanlarda yaşayasın!" sözünden yola çıkarak kitaba isim verdiğini belirten Aykol, darbe içinde darbelerin yaşandığı, siyasetçilerin koltuklarını terk ettiği, devrimcilerin idam edildiği bir tarihe tanıklık ettiği yaşamını sade bir dille aktarıyor. Aykol, "Böylesine 'ilginç zamanlar'da yaşayan ve tüm olup bitenleri içeren gözlemleyen bir gazetecinin hayatından kesitler sunan bu çalışmayı, gayrı-resmi bir biyografi olarak da kabul edebilirsiniz" diyor. 

 

Doğduğu yerin tarifiyle başlayan Aykol, Özgür Basın'ın bir çınarı olarak kaleminin inceliğiyle hayatına temas ettiği, birlikte çalıştığı, mesai arkadaşlığı yaptığı kişileri de okuyucuyla buluşturuluyor. Kitap, büroları bombalanan, çalışanları öldürülen, kaybettirilen bir basın geleneğinin  tüm baskılara rağmen ayakta kalabilme gününü de yansıtıyor. 

 

ÖZGÜR YAŞAMI İNŞA DİYALOGLARI

 

"Özgür Yaşamı İnşa Diyalogları", PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın düşünceleriyle ilgili yazılı reaksiyonların derlendiği bir eser. Öcalan'ın düşüncesiyle ilgilenen, ondan ilham alan dünya sistemi analistçileri, akademisyen, yazar ve devrimcilerin kaleme aldığı yazıları bir araya getiren kitap, mevcut diyalogu derinleştirme amacı taşıyor. Öcalan'ın tutulduğu İmralı Adası'nda devam eden mutlak tecridin tartışıldığı bir dönemde çıkan böylesi bir kitap, tecride karşı geliştirilen bir adım, eylem niteliği de taşıyor. 

 

Kitapta, Norman Paech, Barry K. Gills, Patrick Huff, Immanuel Wallerstein, David Graeber, Antonio Negri gibi 17 aydının değerlendirmeleri yer alıyor. 

 

CIVALI ZARLAR

 

"Cıvalı Zarlar", gazete ve internet sitelerindeki köşe yazılarıyla okuyucunun tanıdığı ve beğenerek okuduğu Arif Altan'ın denemelerinden oluşuyor. Denemelerde yazarın yumuşak dili okuyucuyu metnin içine çekiyor: "Ağırlıkları önceden ayarlanmışsa istediği kadar yuvarlansın, o bir çift zar durduğunda size bakıp gülümseyecek olan, göreceğinizi önceden bildiğiniz hep aynı sayıdaki benekli yüz. İstediğiniz kadar şaşırabilir, istediğiniz kadar inkâr edebilirsiniz ama en son gördüğünüz çok önceden gördüğünüzdü; kendinizce belirleyip, kendinizce işleyip, kendinizce biçimlendirdiğinizdi. Cıvayla değil, benliğinizle doldurmuştunuz. Küçük dehlizciklerinde dolaşıp duran cıva yerine, orada akıp duran istekliliğiniz, isteksizliğiniz, önlenemez olan aldanış tutkunuzdu o sizin. Bunu biliyordunuz ama hileli de olsa bir esrime gerekliydi, düşkünlüğünüze yazgının üstünlüğünden yücelikler, kabul gören bahaneler uydurabilmeniz için. Kendine aldanma çabasının aldanmazlığında saklı zevkler olmasa da belirlenmiş yazgıya aldatılamamanın da kendine özgü saptırılmış coşkuları vardır; son anında, zevksizliğe ve coşkusuzluğa varsa da..."

 

ŞİDDETE DAYALI OLMAYAN EYLEM TEORİSİ

 

Yazar Stellan Vinthagen'in kaleme aldığı bu kitap aynı zamanda Nordik Şiddete dayalı Olmayan Eylem Çalışmaları Seminerleri'nin katılımcılarıyla yürüttükleri tartışmanın bir sonucu. Vinthagen'in yazılı bir metne döktüğü bu çalışmada, konu "Şiddete dayalı olmayan eylem çalışmaları," "Şiddetsizlik kavramı", "Şiddete dayalı olmayan eylemde diyalog kolaylaştırma", "Şiddete dayalı olmayan eylemin rasyonalitesi", "Şiddete dayalı olmayan iktidar gücünü kırma", "Şiddete dayalı olmayan normatif düzenleme", "Şiddete dayalı olmayan eylem kuramı" başlıkları altında işleniyor. 

 

MİTOLOJİK GERÇEKLİK 

 

Özgür Gürbüz'ün kaleme aldığı kitapla binlerce yıldır toplumların zihin yapısına yön veren mitolojideki gerçekliği konu alınıyor. Yazar, toplumsal tarihte devrim niteliği taşıyan, tarım devriminin alt yapısı inanç ve tapınak kültürü etrafında şekillendiren mitolojiye başka açıdan bakmamızı sağlıyor. 

 

Gürbüz kaleme aldığı kitapla, özgür ve eşit yaşamın mümkün olduğu çağlarda, toplumların oluşturduğu ve çeşitli biçimlerde günümüze kadar ahlaki ve politik dokularını koruyan toplumların inançlarında yaşattıkları barış, eşitlik, özgürlük ve sömürüsüz bir dünya özlemini, geçmiş ile bugünle bağlantılandırarak;hakim sömürücü, egemen ideolojik yapının aşılmasına ve verilen pratik-politik mücadeleyi anlamayı kolaylaştırmayı amaçlıyor. 

 

Kitapta mitolojiye dair birçok konu "İnancın Hakikatı ve Mitolojik Gerçeklik", "Mitoloji" ve "Söylencelerin Anlamı" başlıkları altında işleniyor. 

 

KABİNEDE EVRİM TEORİSİ

 

Politik nedenlerde dolayı cezaevinde bulunan M. Nuri Özen, cezaevinin bilinmeyen yüzü olan mizahla okuyucu karşısına çıkıyor. Politik tutukluların yaşamı tüm doğallığıyla paylaştığını dile getiren Özen, cezaevinde karşılaştığı kimi  anıları mizahi bir dinle kaleme alıyor. Özen kendisini böylesi bir kitabı yazmaya iten şeyi de şu cümlelerle özetliyor: "Politik mücadelenin önemli bir ayağını oluşturan zindanda tecessüm eden nükte, pot, gaf, gülüt ve mizah yüklü an-öyküleri içeren çalışmaların hemen hemen yok denecek kadar sınırlıdır. Oysa sanıldığı kadar monoton, başka güçlerin kötülüklerinden kaynaklı somurtkan bir yaşamdan ibaret değildir zindan yaşamı; bilakis devrimci yaşam zengindir, üretkendir, nüktedandır, doğallığında çok çeşitliliği ihtiva eder.... hayatımızın her alanını işgal eden; yalanlarla, hilelerle, inkarla, arsız diliyle bedenimizi esir eden zalimlerin yüreğimizin, ruhumuzun işgaline izin vermedik, vermeyeceğiz. Yaşam devam ediyor. Bu yaşamın göbeğinden göveren mizahi anılar, politik tutsak için hastanın nekahet döneminde içine vuran yaşama sevincinin ışığı gibidir..."

 

Kitabın önsözlerini ise cezaevindeki tutuklu siyasetçiler Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel kaleme alıyor.