İSTANBUL – Brian Morris’in “Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri” kitabı ve Murray Bookchin’in “Özgürlüğün Ekolojisi” kitabının 3’üncü baskısı Sümer Yayıncılık'tan çıktı.
Antropoloji Profesörü olan Brian Morris tarafından hazırlanan “Ekolojik İnsancıllığın Öncüleri” kitabı çıktı. Sümer Yayıncılık'tan çıkan kitabına üç düşünsel yaşam öyküsü sığdıran Brian Morris, modern ekoloji hareketinin gelişimine damgasını vuran Lewis Mumford, René Dubos ve Murray Bookchin’in fikirlerini, son derece kolay anlaşılır bir biçimde ele alıyor.
Bu isimler, bir uçta endüstri megamakinesinin öteki uçtaysa modernlik karşıtı tepkinin yer aldığı çıkışsız ikiliğin ötesine geçerek oldukça makul mantıklı bir üçüncü yol öneriyor. Morris’in ekolojik insancıllık adını verdiği bu kitap, doğayla tekrar hemhal olmuş bir toplum; ekolojik, eşitlikçi ve demokratik bir kent ve kültürü yaratma düşünü benliklerimizde canlandırıyor.
Kitabı Türkçe'ye Burak Esen çevirdi. Açık ve akıcı üslubuyla sokaktaki eylemciden kuram meraklısı akademisyenlere ve ekoloğlara kadar her kesime hitap eden kitap, ekolojiye, siyasete, felsefeye merak duyanların ya da halihazırda sahada faaliyet gösterenlerin tekrar tekrar okuması gereken bir eser.
‘ALTERNATİF BİR YAŞAMIN MÜMKÜN’
Yayınevi tarafından esere dair paylaşılan tanıtım yazısında ise, “Toplumsal ekoloji felsefesi, doğa ve toplumsal yaşam ilişkisine dayalı gelişen bir felsefe. Bu felsefe, doğanın denetim altına alınma çabaları ya da politikasının insanın varlığını, yaşamını nasıl büyük bir tehlike ile karşı karşıya getirildiğini ortaya çıkaran ve alternatif bir yaşamın mümkün olduğunu ortaya çıkaran bir felsefedir. İnsanın doğasının dışında bir yaşama nasıl sürüklendiğini, doğanın denetim altına almanın insanın denetim altına alınması olduğunu, kentlerin ortaya çıkışı, gelişim ve dönüşüm süreçlerini doğanın bugün karşı karşıya kaldığı büyük tahribatlarıyla bağlarını kurarak gözler ününe seriyor bu” ifadelerine yer verildi.
‘ÖZGÜRLÜĞÜN EKOLOJİSİ’NİN 3’ÜNCÜ BASKISI
“Özgürlüğün Ekolojisi” kitabı ise, Murray Bookchin’in en önemli çalışmalarından biri. Kitabın 3’üncü baskısı yapıldı.Kitaba dair hazırlanan tanıtım yazısında şunlar kaydedildi:
“Bookchin, konforminist/teknokratik çevreciliğe, kafaları mistisizmle bulanmış ‘Yeni Çağ’ ekofeministlerine karşı cepheden ve çok güçlü bir saldırıya girişiyor. Ve onu eleştirmek isterken ekonomist mantığını devralan Marksistlere ciddi eleştiriler yöneltiyor. Bookchin’e göre gezegenimizdeki yoğun ekolojik tahribatın ardında, insanın insan üzerindeki tahakkümün insanın doğa üzerinde de hakimiyet kurma isteğine yol açtığı ‘tahakküm mirası’ ve bu isteği tam anlamıyla gerçekliğe dönüştüren rekabetçi kapitalizm vardır. Kapitalizmde ‘her türlü kültürel, etik ve psikolojik mesele maddi bir ihtiyaçlar sistemi içinde massedilir.’ Akıl rasyonalizme, etik tekniğe, bilim de ‘niçin’ sorusunu ‘nasıl’ sorusuna kurban eden bilimci bir Kilise’ye dönüşmüştür. Ama bunları tarihsel gelişimleri içinde değerlendirmeyip bizzat akla, teknolojiye ve bilime saldırmak ucuz bir gericiliktir sadece. Bookchin, ‘Toplumsal özgürlükle doğal özgürlüğün bu ekolojik etkileşimi içinde’ şekilleneceğini söylüyor.”
‘YENİDEN UYUM İÇİNE GİRMESİNİ AMAÇLAMIŞTIR’
Yazarın bu projesinin “özgürlük mirası” adını verdiği, tarihteki çeşitli özgürlük deneyimlerinin akılcılık ve bilimle bütünleşmesine dayandığı belirtilen yazıda, “Bu mirasın köşe taşlarını oluşturan organik (ilksel) toplumun ‘indirgenemez asgari’, ‘eşitsizlerin eşitliği’ ve ‘yararlanma hakkı’ ilkeleri; antik Yunanların sınır ve denge anlayışlarıyla doğrudan demokrasi pratikleri; Hıristiyanlığın evrensel insanlık vurgusu; ortaçağın konfederasyon ilkesi ve ‘sapkın’ Bilinircilerin (ve Gerçeküstücülerin) arzuya yükledikleri politik anlam, tarihte içine gömülmüş oldukları tahakküm matrisinden arıtılarak yeni bir etik sentez içinde bütünleştirilir. Bu kitabın ‘Özgürlüğün Ekolojisi’ şeklindeki başlığı, doğa ile insan toplumunun yeni bir ekolojik duyarlılık ve yeni bir ekolojik toplum içinde yeniden uzlaşmasını-insanın insanla yeniden uyum içine girmesi yoluyla doğa ile insanlığın yeniden uyum içine girmesini-ifade etmeyi amaçlamıştır” denildi.