İZMİR - 1938 Tertelesi'nin devamı olarak gördüğü 1994 yılı uygulamalarını, "hafızamın peşinden gittim" dediği "Bin Dokuz Yüz Doksan Dört" adlı belgesel filmiyle seyirciye ulaştıran Dersimli yönetmen Devrim Tekinoğlu, bu çalışmasının devamı niteliğinde iki önemli proje üzerinde yoğunlaşıyor.
Dersim’de o yıllarda yaşanan köy boşaltma ve yakmalar ile faili meçhul cinayetlerin anlatıldığı belgesel film “Bin Dokuz Yüz Doksan Dört”ün yönetmeni Devrim Tekinoğlu, aynı zamanda bir yayıncı ve gazeteci. O dönemin mağdur ve tanıklarıyla röportajlar yapan Tekinoğlu, yaşananların sadece röportaj olarak yayınlanmasının yetersiz kalacağı düşüncesinden hareketle sonrasında bu belgesel filmi çekmeye koyuldu. Yaptığı röportajları belgesel filme dönüştüren Tekinoğlu, imza attığı belgeseli ve yeni çalışmalarını anlattı.
'YÜZ İFADELERİNDEN ÇOK ETKİLENMİŞTİM'
Sözlü tarih çalışması yaparken özellikle 1905, 1938, 1950, 1980 ve 1994 tarihleri üzerinde yoğunlaştığını, ama 1994 sürecinin kendisi açısından daha çarpıcı olduğunu dile getiren Tekinoğlu, bu yüzden de bu süreci bir belgesele çevirmeye karar verdiğini ifade etti.
Tekinoğlu, kendisini bu belgesele çekmeye iten bir diğer nedeni ise, şu sözlerle paylaşıyor: “1994 yılında babamın lokantasında çalışıyordum. Köyleri boşaltılan insanlar lokantaya geliyorlardı. Ben onların yüz ifadelerinden çok etkilenmiştim. O ifadeler yıllarca benim hafızamda kaldı. Tekrar gazete ile ilgili çalışma yaptığımda 1994 ile ilgili röportajlar yaptığımda hafızam yeniden canlandı. Dolayısıyla kendi biraz da hafızamın peşinden giderek 1994’ün çalışmasını yaptım. Zaten Dersimliler içinde 1994, ikinci bir 1938’dir. Bu şekilde algılıyor ve bu şekilde yaşıyorlar. Etkileri de hala devam ediyor.”
1994 yılında yürütülen politika ve başvurulan uygulamaların, 1938 Dersim katliamının tamamlayıcısı olduğunu söyleyen Tekinoğlu'na göre, 1938’de insanlar fiziken öldürülürken, 1994’te ise kültürel olarak yok etmeye girişildi. Tekinoğlu, fiziki imhadan kurtulup yeniden yaşamını sürdüren insanların bu defa da yerinden yurdundan edilerek, kültürel olarak imhasının hedeflendiğinin altını çizdi.
DEVAM NİTELİĞİNDE İKİ ÇALIŞMA DAHA
Tekinoğlu, çektiği bu ilk filminin devamı niteliğinde iki çalışması daha olduğunu paylaştı. Çekim aşaması biten belgesel filmin şu sıra kurgu aşamasında olduğunu aktaran Tekinoğlu, bu çalışmasının konusunu ise şöyle açıkladı: “1994 yılında köyler boşaltıldıktan sonra Ovacık köylülerini Ovacık merkezli bir alana topladılar. Toplama kampına, barakalar denilen bir yere topladılar. Yıllar sonra bu barakalar denilen mahallenin adı, 1994 Mahallesi oldu. Ben de bu mahallenin öyküsünü çektim.”
Bu çalışmasının yanı sıra halen çekimleri süren "Dersimin Sesleri" adlı bir çalışması daha olduğunu belirten Tekinoğlu, Kürtçenin Kirmanckî lehçesinde çektiği bu çalışmada anadilin önemi üzerinde durduğunu ifade etti. Kirmanckî lehçesinin Dersim’de artık anneden çocuğa aktarılmasında eksiklikler olduğu eleştirisinde bulunan Tekinoğlu, insanların bu eksikliği dil kurslarıyla çözmeye çalıştıkları, ancak başarılı olamadıkları düşüncesinde.
Tekinoğlu, gelişme sorunları yaşadığını belirttiği Kürt sinemasının, yine de hak ettiği yerde olmadığını da kaydetti. Tekinoğlu, sinema ile ilgilenen herkesin kendi dillerinde çekilen film çalışmalarına katkı sunması gerektiğini kaydetti.