ANKARA – Diyanet’in sanal platformlarda 19 dilde yayın yaptığını belirten DEM Partili Mehmet Kamaç, “Bunlar arasında Kürtçe yok” diyerek tepki gösterdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis’te görüşülen 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi kapsamında söz aldı.
Ayşgül Doğan, Cumhurbaşkanını temsilen Meclis’te bulan Cevdet Yılmaz’ı Kürtçe selamlamak istediğini söyledi ve Meclis’i yöneten MHP Meclis Başkanvekili Celan Adan’a buna engel olup olmayacağını sordu. Adan, “Deyin deyin” diyerek, Kürtçe selamlamaya engel olmayacağını ve mikrofonu kapatmayacağını ifade etti. Ayşegül Doğan, daha sonra Yılmaz’a Kürtçe olarak “Hoşgeldiniz” dedi. Ayşegül Doğan’ın mikrofonu kapatılmadı Kürtçe sözleri Meclis tutanaklarına, “…” şeklinde ifadeler ile yer aldı.
‘İLETİŞİM KURAMAYAN İLETİŞİM BAŞKANI’
İletişim Başkanlığı bütçesine işaret ederek sözlerini sürdüren Ayşegül Doğan, “Türkiye'nin en çok izlenen, en çok reyting yapan televizyon kanalından yani buradan yapılması gereken şey susmak, ağzımızı bantlamak, gözümüzü kapatmak, kulaklarımızı tıkaçla tıkamak ve böyle bir protesto etmek İletişim Başkanlığını. Çünkü İletişim Başkanlığının tam olarak Türkiye'de kurulduğu günden beri yaptığı şey bu. Hiçbir zaman İletişim Başkanı lütfedip buraya gelmez, komisyona gelmez, doğrudan sorularımıza yanıt vermez her nedense iletişim kuramayan birisi nasıl İletişim Başkanlığı yapar, o da ayrı bir mesele” diye konuştu.
İletişim Başkanı’nın "Hakikat hiçbir şey, algı her şey” desturuyla hareket ettiğini belirten Ayşegül Doğan, “İletişim Başkanlığı basın özgürlüğüne Türkiye'de nasıl bir katkıda bulunmuş? 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke içerisinde kaçıncı sizce? 179'uncu değil ama 158'inci sırada yer alıyor” dedi.
‘AYETTE GİZLİ BİR İBARE Mİ VAR?
Diyanet İşleri Başkanlığı’na değinen DEM Partili Mehmet Kamaç da, Kürtçe’nin Cami’de de yasak olduğunun altını çizdi. Kamaç, “Allah aşkına, bunu dinin hangi yerine sığdırıyorsunuz? Bakın, kimi yerlerde imamlar Kürtçe vaaz verdikleri için KHK'yle ihraç edildiler yani bunun size yüzlerce örneğini verebiliriz. Diyanet dijital platformlarda ‘Din nedir?’ sorusunu ya da cevabını verirken 19 dilde yayın yapıyor Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı bu 19 dilin içinde ne var biliyor musunuz? Almanca var, Arnavutça var, Çince var, Danca var, Felemenkçe var, Fince var, her şey var ama bir tek Kürtçe yok. Ya, bunu bir tek bir şekilde açıklayabilirsiniz; ya gerçekten Kürtler bu dini Diyanetten daha iyi biliyor ya da Diyanet Rum Suresi'nin 22'nci ayetinde ya ‘Bütün diller Allah'ın ayetleridir.’ dediğinde ‘Kürtler hariçtir’ diye bir gizli ibare vardır ya da bunun içinde gerçekten bir asimilasyon politikasını aramak gerekiyor” diyerek, tepki gösterdi.
ÖRNEK İLE YASAĞA TEPKİ GÖSTERDİ
Kürtçe’ye dönük yasağa tepkisini sürdüren ve bir örnekle durumu açıklayan Kamaç, “Diyelim ki benim dedem ve Cumhurbaşkanı dedesi camiye gidiyor, hutbeye gidiyorlar, namazlarını kılıyorlar, dönüyorlar. Cumhurbaşkanın dedesi çat pat Türkçe biliyor fakat benim dedem tek bir kelime bilmiyor. Camiden çıkışında benim dedem soruyor Cumhurbaşkanın dedesine, diyor ki: ‘Yahu, imam ne dedi?’ Şimdi o da anlamamış ama şimdi anlamadığını da belirtmek istemiyor. Diyor ki: ‘Vallahi imam dedi ki: 'Türkçe bilmeyenler cennete giremez.' Olay burada bitti mi? Bitmiyor. Benim dedem evine gidince kapıyı çalıyor, eşi kapıyı açıyor. Dedem iki gözü iki yaşlı içeri giriyor. Hanımı soruyor, diyor ki: ‘Yahu, Bey, ne oldu?’ ‘Vallahi hiç sorma, imam bugün camide vaaz verirken demiş ki: 'Vallahi Türkçe bilmeyenler cennete giremez.' diyor. O da demiş ki: ‘Ya, çok fazla içerlenme. Sonuçta yaşıyorsun, öğrenirsin birkaç kelime.’ Demiş ki: ‘Ya, ben kendime ağlamıyorum ki Hazreti Muhammed Türkçe bilmiyordu, ben ona ağlıyorum.’ demiş” ifadelerini kullandı.
TUTANAKLARDA AYETTE YER VERİLMEDİ
Kamaç, Kürtçe yasağına karşı bir ayet de okudu. Ancak Meclis, tutanaklarda ayete yer verilmedi. Tutanaklarda, Kamaç’ın, “İbrahim Süresi’nin 4’üncü ayetikerimesini okudu” şeklinde ifadeye yer verildi. Kamaç, daha sonra ayetin Türkçe halini de okudu. Kamaç’ın okuduğu ayet ve konuşması şöyle: “ ‘Biz hiçbir kavme kendi dilinden başka bir dille peygamber göndermedik.’ Ya, Allah bütün kavimlere kendi dilleriyle peygamber gönderiyor ama siz, Kürt halkına kendi dilleriyle bir imam göndermiyorsunuz. Bununla bitti mi? Bu ülke bir inançlar mozaiğidir; bu ülkede yaşayan Museviler var, İseviler var, azınlıkların hakları var. Diyanet bütçesini konuşurken sadece Sünni Müslüman'ın meselesini konuştuğumuzda siz bu meseleyi, bu sorunu çözmüş olmuyorsunuz.
YOK SAYILIYORLAR
Bu insanlar; İseviler, Museviler bu ülkede vergi vermiyorlar mı? Onların neye inanacaklarına kendilerinin karar vermesi gerekmiyor mu? Peki, onların kiliselerinde onlara ayin yaptıran, onlara ibadet yatıran insanların maaşlarının da olması gerekmiyor mu ya da onların hizmetlerinin verilmesi gerekmiyor mu? Bu yok sayılıyor, zaten burada bir şey yok. Ezidiler, bu ülkenin hakikaten en kıymetli inanç gruplarından biridir ve bir halktır. Bakın, 2014 yılında Ezidiler o katliamla karşı karşıya gelirken, hâlen bu ülkede bile Ezidilerin kaçırılan kızları, kadınları köleleştirilirken Diyanet İşleri Başkanlığı eğer çıkıp tek bir cümle kurmuyorsa Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bu Diyanet tartışmalı bir Diyanettir; bunu tartışmamız gerekiyor.
ÖZERK OLMASI LAZIM
Diyanetin özerk olması gerekiyor; o cübbenin iliksiz olmasının da temel sebebi o, özerk olmalı. Siz, Diyaneti iktidarın emrine verirseniz sonuçta Diyanet gelir, iktidardan emir alarak iş yapar, birileri de şatafat üzerinden, Audi üzerinden, şu bu üzerinden Diyanetin şahsiyetiyle oynar, oysa çok önemli bir kurum, bunun farkındayız.”
‘ALEVİ KÖYLERİNE CAMİ YAPILIYOR’
Milletvekili Celal Fırat da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevilere başta olmak üzere tüm farklı inançtaki topluluklara her türlü saldırı, bakı ve sindirme politikasına devam ettiğini söyledi. Fırat, “Diyanet geçmişte olduğu gibi kanun yerine fetvalar veriyor, yöneticilerinin yaptıkları hata ve zulümlere de din adına bahaneler uydurmaya devam ediyor. Cumhuriyet tarihi boyunca uygulamalar hiç değişmediği gibi, Alevi köylerine cami yapılıyor, cemevleri yasaklanıyor. Alevilerin, inanç ve ritüelleri asimilasyona uğratılıyordu. Biz Alevilerin hiç bir inançsal ritüelindeki kimlik, inanç, cinsiyet, siyasi görüş ayrılığı beyanı ve iması yokken sizin bu acımasızlığınızı elbette ki tarih yazacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığının toplumun sadece bir kesimine yönelik faaliyet yürütmesi asla kabul edilemez” dedi.
‘HALKIMIZIN SOFRASINDAN GELİYOR’
Diyanetin eliyle Alevi toplumun yolundan ayırmak istendiğine işaret eden Fırat, şöyle konuştu: “Düşünsel, sosyal, politik gelişimi süreçlerine müdahale etmek, geçmişte olduğu gibi bugün de faşizmdir. Sayın milletvekilleri, 2025 yıl için teklif edilen 130 milyar liralık bütçe nereden gelecek? Derin yoksulluk yaşayan, halkımızın sofrasından, alın terinden gelecek. İş, Diyanet olunca biraz insaf demek, haram mı helal mi diye sormak gerekiyor. Harcadığınız devasa bütçeyi sadece temsil ettiğinizi söylediğiniz inanç kesim için ödüyorsunuz; inananı, inanmayana, Alevi'si Şii'si, Şafi'si Hristiyan'ı, Musevi'si Ezidi'si gibi Diyanetin hiç temsil etmediği farklı inanç mensuplarının alın terinden alınan vergilerle 140 bin personelin, 89 bin caminin giderlerini karşılıyorsunuz.
SURİYE’DEKİ ARAP ALEVİLER’E BASKI
Cihatçı terörist yapı HTŞ'nin Şam'ı ele geçirmesiyle devam eden süreç bölgede yeni trajedileri, korku ve kaygıları beraberinde getirmiştir. Özellikle Arap Alevileri toplumu ile diğer azınlıklar üzerindeki tehditler kaygı vericidir. Suriye'de radikal selefiler dışındaki çoğu kesimler katledilme korkusu yaşıyor. Savaş halklara zulümdür, o topraklar kana, gözyaşına doymuştur. Suriye'deki Arap Alevilere yönelik baskı ve zulme karşı çıkmak en başta milyonlarca Alevi'nin yurttaşı olduğu ülkemize düşer. Gelin, hep beraber bu ülkenin bütün sorunlarını, meselelerini diyalogla oturup konuşarak, muhabbet ederek çözelim diyor, Hak yardımcımız, Hızır yoldaşımız olsun.”