HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları eyleminde, Mehmet Tekdağ'ın faillerinin bulunmaması ve Hürmüz Diril'in akıbetinin açığa çıkarılmamasına tepki gösterildi. Colemêrg'te ise Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, bu hafta Amed, Êlih ve Colemêrg'de "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" talebiyle bir kez daha bir araya geldi. İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 835’inci haftasında Rezan (Bağlar) ilçesinde Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Bu haftaki eylemde, Amed’in Rezan ilçesinde 12 Şubat 1993’te kaybettirilen Mehmet Tekdağ hikayesi paylaşıldı.
İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, Tekdağ'ın katledilmesine dair şunları paylaştı: "Mehmet Tekdağ evli ve 4 çocuk babasıdır. Disiplin Kurulu üyesi olarak Halkın Emek Partisi Amed İl Örgütünde faaliyet yürütmektedir. 2 Şubat 1993 tarihinde saat 14.15 sıralarında işlettiği pastahaneye giderken Rezan Dörtyol mevkiinde kimliği belirsiz bir kişi tarafından silahlı saldırıya uğrar. Bu saldırı sonucu Mehmet Tekdağ ağır yaralanır. Olay sırasında saldırganın kaçmasını engellemek için takip etmeye başlayan bir vatandaşı sivil polisler durdurur. Vatandaş, ısrarlı bir şekilde saldırganı gösterip kaçtığını söylemesine rağmen sivil polislerden 'Tamam biz hallederiz, siz cenazeyi kaldırın’ cevabını alır. Saldırganı takip etmekte ısrar eden vatandaşı minibüse alan polisler ‘Saldırganı gördün mü, tanıdın mı’ gibi sorular sormaya başlar.
TEDAVİ EDİLMEDİĞİ İÇİN YAŞAMINI YİTİRİR
Yaralanan Mehmet Tekdağ, olay yerindeki diğer vatandaşlar tarafından hastaneye kaldırılsa da doktorlar müdahale etmez. Saldırıdan yaklaşık 4 saat sonra bir doktor müdahale etmeye gelse de hastanenin cihaz yetersizliğini bahane edip ‘Bu hastanın İstanbul veya Ankara'ya götürülmesi gerekiyor’ diyerek, müdahalede bulunmaz. Bunun üzerine Tekdağ ailesi Mehmet Tekdağ'ı İstanbul veya Ankara'ya götürmek için çeşitli girişimlerde bulunur. Ancak Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünsal Erkan akşam saati olduğunu ve güvenliğin sağlanamayacağını söyleyerek, Diyarbakır Havalimanı'nı açmaz. Ertesi gün ağır yaralı olan Tekdağ'ın ilk uçağa bindirilme şansı varken, hastanedeki işlemler bahane edilerek, ilk uçağa bindirilmez. İkinci uçağı beklerken Mehmet Tekdağ, Diyarbakır Havalima’nında yaşamını yitirir. Olaydan sonra Tekdağ ailesi hukuki her türlü mücadeleyi vermiş olmasına rağmen süreçte herhangi bir gelişme olmaz. Mehmet Tekdağ cinayeti faili meçhul olarak kalır.”
Açıklama oturma eyleminin ardından sona erdi.
ÊLIH
İHD Êlih Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 671’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yaptı. Eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerden çok sayıda kişi de eyleme katıldı. Bu haftaki eylemde, 8 Ocak 2020’de Şirnex’in Elkê (Beytüşşebap) ilçesine bağlı Mehri (Kovankaya) köyünde kaybettirilen Şimuni ve Hürmüz Diril’in akıbeti ve failleri soruldu.
İHD Êlih Şubesi yöneticilerinden Erkan Kolaldıran, Diril çiftine dair şunları paylaştı: "8 Ocak 2020‘de Elkê ilçesine bağlı Mehri köyünde eşi Şimuni Diril ile birlikte kaybedilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan Hürmüz Diril‘in akıbetini soruyoruz. Diril ailesi 1989 ve 1994 yıllarında köy boşaltmaları, baskılar nedeniyle köylerini terk etmek zorunda kaldı. Köylerini terkeden aile İstanbul’a yerleşti. Daha sonra 2011 yılında köye dönüş politikası ile Şimuni ve Hürmüz Diril köye geri döndüler. Köyde 3 aile ile beraber yaşamaya başladı. 8 Ocak 2020 günü köyün de içinde olduğu bölgede Pençe-3 ve Kartal Harekatı Operasyonları yapılmaktaydı. Diril ailesinin çocukları anne ve babalarına ulaşamayınca 10 Ocak’ta köye gelip anne ve babalarını aramaya başladı. Olayın duyulması üzerine çevre köylerden bir grup arama çalışmalarına başladı. Ancak şüpheli bir şekilde kayıp Diril ailesinin bulunduğu haberi verildi ve aramaların durdurulması sağlandı. Kaybedilme olayından 70 gün sonra anne Şimuni Diril’in cesedi çocukları tarafından işkence edilmiş ve öldürülmüş bir halde dere yatağında bulundu. Bir ailenin operasyonların yaşandığı bir ortamda kaybolması anlaşılır ve kabul edilir bir durum değildir.”
COLEMÊRG
İHD Colemêrg Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 161’inci haftasında Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Eylemde, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartı ve kayıpların fotoğrafları açıldı. Bu haftaki eylemde, 25 Ocak 2001 tarihinde Şirnex’in Silopiya ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.
Serdar Tanış (25) ve arkadaşları, 2000 yılında Silopiya’da HADEP ilçe örgütünü açmak üzere çalışmalar başlattığını dile getiren İHD Yöneticisi Eren Baskın, “‘Benim bulunduğum bölgede HADEP açılamaz, buna asla izin vermem’ diyen Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ağır tehdit ve baskısıyla karşılaştılar. Tüm baskılara rağmen, 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış, İlçe Başkanı oldu. Ancak baskılar daha da arttı. 25 Ocak 2001 tarihinde, Silopi Jandarma Komutanlığı'ndan Serdar Tanış’ı telefonla arayarak komutanlığa gelmesi istendi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz ile birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve bir daha onlardan haber alınamadı” dedi.
Silopi Jandarma Komutanlığının, beş gün boyunca Tanış ve Deniz’i görmediklerini açıkladıklarını hatırlatan Baskın, kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, onların 25 Ocak'ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini, ancak yarım saat kaldıktan sonra ayrıldıklarını belirtti. Baskın, şöyle devam etti: “Baba Şuayip Tanış ise kamuoyuna yaptığı açıklamada: Oğlum, ilçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit etti. Beni, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı'na götürdüler. Levent Ersöz, 'Oğlun bu işten vazgeçsin, yoksa sizin için iyi olmaz' dedi. Oğlum parti çalışmaları için Diyarbakır’a gittiğinde, Levent Ersöz beni telefonla arayarak, 'Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam' dedi. Oğlum Diyarbakır’dan geldiğinde, Silopi İlçe Jandarma Karakolu'na çağrıldı. Gitti, bir daha da dönmedi.”
Kaç yıl geçerse geçsin Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz için şahsında bütün kayıplar için adalet arayacaklarının altını çizen Baskın, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceklerine dikkat çekti.
Açıklama, oturma eyleminin ardından son buldu.