RIHA - "Jin, jiyan, azadî"nin ortak bir kadın hareketine dönüştüğünü belirten Rojava’daki kadınlar, “Bu da hem kadın mücadelesinin evrenselliğini hem de kadınların potansiyellerinden nasıl güç aldığını gösteriyor” dedi.
Kürt özgürlük mücadelesinin temeli olan “Jin, jiyan, azadî”, bir sloganın ötesinde başta Rojava, Rojhilat ve İran olmak üzere Ortadoğu’da yeni bir yaşamın inşası olarak hayat buluyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlükçü paradigmasından doğan ve “Dünyanın ilk feminist devrimi” olarak nitelendirilen “Jin, jiyan, azadî” sloganı, ilk olarak Rojava’da kadınların toplumsal ve siyasal hayata katılımını güvence altına alan, cinsiyet eşitliğine dayalı bir yaşam modeli kurma çabasıyla somutlaştı. Kadınların kendi sorunlarını tartıştığı ve çözümler ürettiği kadın meclisleri, akademiler ve kadın mücadelesine odaklanan siyasi yapılar bu sloganı hayata geçiren temel mekanizmalardan biri oldu. Kadınların ekonomik ve sosyal hayatın her alanında eşit bir şekilde yer almasını teşvik eden projelerle gerçek bir toplumsal dönüşüm yarattı.
Rojhilatlı Jîna Emînî’nin katledilmesi ardından molla rejimine karşı aylarca süren direnişin adı olan “Jin, jiyan, azadî” sloganı İran’dan tüm dünyaya yayılarak evrenselleşti. Jîna Emînî’nin katledilmesinin yıldönümü dolayısıyla Kongra Star İletişim Komitesi Sözcüsü Emîne Osî, Kongra Star Eğitim Komitesi üyesi Rolan Müslîm ve Cizîrê Kantonu Eşbaşkanı Hemrîn Alî ile konuştuk.
‘JİN JİYAN AZADÎ’ ZAFERİ
Jîna Emînî’nin katledilmesinin ardından başlayan eylemlerin ayaklanmaya dönüşme sebebinin İran’daki rejim olduğunu belirten Emîne Osî, “Ayaklanmalar, diktatör rejimleri ve onların zihniyetlerini sarstı. Bu ayaklanmalara Kürt kadınları öncülük etti. Sloganda da kadının hem yaşamla kurduğu ilişki hem de özgürlükle bütünlüklü oluşu vurgulanıyor. Bu sloganı atan Rojhilatlı kadınlar, tüm dünya kadınlarının çığlığı oldu. Demokrasi isteyen herkes de bu slogana katıldı ve destekledi” dedi.
“Jin jiyan azadî” sloganının dil, din, ırk fark etmeksizin tüm dünya kadınlarını birleştiren gücüne dikkat çeken Emîne Osî, şöyle devam etti: “Kadınların haklarını vermeyen bir sistemin ilerleyebilmesi, kendini tamamlayabilmesi ve medeni bir seviyeye ulaşabilmesi mümkün değildir. Kongra Star olarak bu süreci ilerletebilecek bir güce ve pratik deneyime sahibiz. Bugünü hatırlarken, bir yandan da o gün yaşanan isyanı hatırlamak gerekiyor. Devrimle kazandığımız haklarımız var ancak hem bunları korumak hem de diğer tüm kadınların haklarını kazanması gerekiyor. Bu yüzden devrim ruhunu diri tutmamız lazım. Bu ruhla erkek aklına karşı kadın devrimini ve kazandığımız haklarımızı koruyalım.”
DEVRİM ÖNCESİ VE SONRASI
“Rojava Devrimi” öncesi kadınların yaşamına dikkat çeken Kongra Star Eğitim Komitesi üyesi Rolan Müslîm, Beşar Esad döneminde sokaklarda dahi kadınların olmadığını söyledi. Evlerde alan tanınan bir kadın gerçekliğinin olduğunu belirten Rolan Müslîm, "Kadınlar, babalarının, eşlerinin, bunlar da yoksa erkek kardeşlerinin gölgesi altında yaşıyordu. Daha sonra kadınlar yavaş yavaş süreç içerisinde yerini almaya, belirli alanlarda rol üstlenmeye başladı. Kadınların çok az bir kısmı okuyordu. Onlar da zaten devlet kurumlarında çalışarak yaşamlarını idame edebilmek için okumuş kişilerdi. Örgütlenme arttıkça bu sayı arttı. Devrime adım adım yaklaştıkça kadınların toplumdaki rolü ve misyonu genişledi” dedi. Devrimin başladığı süreçte kadınların yavaş yavaş sahaya çıkmaya başladığını kaydeden Rolan Müslîm, ön saflarda ise 1990’lı yıllarda Kürt özgürlük mücadelesine katılarak büyük bedeller ödeyen annelerin yerini aldığını dile getirdi.
Annelerin öncülüğüyle genç kadınların da önünün açıldığını söyleyen Rolan Müslîm, şöyle devam etti: “Minbic, Reqa, Tebqa ve Derazor gibi kentlerin özgürleştirilmesinin ardından Rojava Kürdistan’ında yaşananlar yaşandı. Kadınlar askeri alanda yerlerini aldı, diğer alanlarda topluma öncülük etmeye başladı. Kadınlarla daha çok iletişim kurmasını sağlayan bu devrim, birlikte yaşamın önünü açtı. Bu da ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganının yaşama geçmesinin bir tezahürüydü. Bu slogan Rojava Devrimi sürecinde Kürt kadınların sloganıydı. Devrim sonrası da inşa edilen yaşamın felsefeydi. Bu slogan önce Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlara daha sonra Jina Emînî’nin katledilişiyle Rojhilat Kürdistanı’na ve devamında da tüm dünyaya yayıldı.”
‘JIN, JIYAN, AZADÎ YOL GÖSTERDİ’
“Rojava Devrimi” sürecine kadınların “Jin, jiyan, azadî” felsefesiyle dahil olduklarını ifade eden Cizîrê Kantonu Eşbaşkanı Hemrîn Alî de, şunları belirtti: “Biz de o sürece genç kadınlar olarak dahil olduk. Bize ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi yol gösterdi ve mücadelemizi büyüten mihenk taşı oldu. Bu felsefeyle kadınlar yaşama, topluma ve siyasete katıldı. Tabii bu yaşam tüm dünya kadınlarının ilgisini çekti. Rojhilat, bunların en önemli göstergesiydi. Kadınların toplumsal sözleşmesinin yapı taşı olan bu slogan ve felsefenin, bugün dünya kadınlarının dilinde olduğuna şahitlik ediyoruz. Bu hem kadın mücadelesinin evrenselliğini gösteriyor hem de kadınların potansiyellerinden nasıl güç aldığını. Kadınların, bir birinden güç alan iktidarcı, hegemon erkek zihniyetine karşı her alanda bu felsefeyle bir araya gelmesi gerekiyor.”
MA / Ceylan Şahinli