SEMSÛR – “Barış ve Demokrasi” panelinde konuşan insan hakları savunucuları, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne sahip çıkma çağrısında bulunarak, sürecin ilerleyebilmesi için Meclis’te kurulan komisyonun somut adım atması gerektiğine işaret etti.
Semsûr Emek ve Demokrasi Platformu "Barış hakkı, demokratik yaşam" şiarıyla Semsûr'un Altınşehir Mahallesi'nde bulunan Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda panel düzenledi. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Semsûr Şube Başkanı Zeynal Polat'ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, insan hakları savunucusu Fatma Bostan Ünsal ve Barış Vakfı Kurucusu Hakan Tahmaz panelist olarak katıldı. Panelin düzenlendiği salona "Demokratik bir gelecek için barışa ses ver", "Barış insan hakkıdır! Barış insanlığın teminatıdır! Yaşasın barış" pankartları asıldı. Panele, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl ve İlçe örgütleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad - TJA) yanı sıra demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Saygı duruşunun ardından ilk olarak söz alan Fatma Bostan Ünsal, insan haklarının ancak barış zemininde güvence altına alınabileceğini ifade etti. Fatma Bostan Ünsal, "Türkiye'nin kendi içinde çatışmalı ortamı bitireceği bir zemin söz konusu. Çatışmalı bir ortam binlerce insanımızın ölümüne, maddi açıdan çok fazla zarara yol açtı. Türkiye, kolaylıkla hukuk dışına çıkabilen bir ülke haline de geldi. Bu sorunların kök nedenleri ortadan kaldıracak bir zemine ihtiyaç var" diye belirtti.
'APÊ MUSA’NIN HAYATI KÜRT SORUNUNUN TA KENDİSİ'
Sonrasında konuşan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ise JİTEM tarafından katledilen Kürt gazeteci ve Yazar Musa Anter’i anarak konuşmasına başladı. Eren Keskin, “Bugün Musa Amca'nın katledildiği gün. 33 yıl önce bu devlet 3 kurşunla katletti. Hiç kimse ceza almadı ve katilleri aramızda dolaşıyor. Apê Musa’nın hayatı, bence Kürt sorununun ta kendisi. Herkes bugünü konuşuyor ama mesele Tayyip Erdoğan değil. Bu cumhuriyet kuruluşundan itibaren tek bir kimliği temel alan, etnik, inanç, cinsiyet kimliklerini ya yok eden ya da asimile eden bir resmi ideolojiye sahip” diye konuştu.
‘İKTİDARDA KİM VARSA ONUNLA ANLAŞILIR’
Eren Keskin, “Kürdistan'da yaşanan katliamlar yaşandığında PKK yoktu. Buradaki sorun temelden devletin bakış açısıdır. PKK, bir sonuç olarak çıktı. İHD olarak bu süreci gerçekten çok önemsiyoruz ama şunu da iyi bilelim ki iç dinamiklerin zorladığı bir süreç değil de dış dinamiklerin zorladığı bir süreçtir. Devlet bugün bu süreci başlattıysa, ırkçı milliyetçiliğin temsilcisi olan siyasi partinin söz sahibi başlattıysa demek ki zor durumdalar. Ben bu sürecin önceki süreçlerden farklı olduğunu düşünüyorum. Bu süreç kolay olmayacak . AKP ile mi anlaşıyorsunuz diyorlar. Bu bir anlaşma meselesi değil, iktidarda kim varsa onunla görüşülür” diyerek Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun somut adımlar atması 1 Ekim’de açılacak olan Meclis’in de yasal düzenleme çalışmalarını başlatması gerektiğine vurgu yaptı.
‘HEPİMİZİN SORUMLULUĞU’
KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için KHK’ler ile ihraç edilen Barış Akademisyenleri’nin bir an önce işlerine iade edilmeleri gerektiğini belirterek, “Her bir üyemiz, her bir arkadaşımızın en büyük sorumluluğu burada kurduğumuz her bir cümleyi her yere taşımak. Bir ufuk çizgisi koymak zorundayız. Bu sorumluluk, hepimizindir. Çok ağır bir yükümüz var. Bugun İBB'ye kayyum atanana kadar insanlar Diyarbakır'a atanan kayyumu haklı buluyordu” ifadelerini kullandı.
SÜRECE SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISI
Son olarak konuşan Barış Vakfı Kurucusu Hakan Tahmaz ise Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne sahip çıkma çağırısında bulunarak "Bu dönemde önemli fırsatlar çıktı. Bunlardan bir tanesi hiç demokratik olmayan Meclis’te kurulan komisyon. Bu komisyon, her şeye rağmen kıymetli. Bizim kendi sözümüzü daha geniş kesimlere ulaştırma şansımız varken bu şansımız elimizden alınmıştır. Barışı suç olarak tanıyanlara teslim olmayalım. Daha önceki süreçlerden farklı bir şekilde, daha geniş kesimlerle hareket etmenin zemini yaratıldı. Bu sürece sahip çıktığımız zaman iktidar buraya yaklaşmak zorunda" dedi.
Katılımcıların soruları ve katkıları ile panel sonlandı.