MERSİN - Tutsak ÇHD Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı için yarın toplanacak İGK öncesi açıklama yapan hukuk örgütleri, “Selçuk Kozağaçlı ve tüm tutsak meslektaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek meydanlarda olmaya devam edeceğiz” mesajı verdi.
Mersin'deki hukuk örgütleri, İdare ve Gözlem Kurulu'nun (İGK) Silivri Cezaevi'nde tutulan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı’ya dair yarın yapacağı değerlendirme toplantısı öncesi açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı ÇHD Mersin Şube Başkanı İsmail Bozkurt okudu. Bozkurt, Kozağaçlı'nın mesleki faaliyetleri ve hak mücadelesindeki kararlı duruşu nedeniyle 8 yılı aşkındır özgürlüğünden mahrum bırakıldığını söyledi.
‘HUKUKSUZLUK SİLSİLESİ’
Kozağaçlı'nın yargılanma sürecinin, Türkiye yargı tarihine bir "hukuksuzluk silsilesi" olarak geçtiğini ifade eden Bozkurt, Kozağaçlı'nın yarın İGK'ye çıkarılacağına işaret ederek, "Mevcut infaz rejimi ve bu kurulların bugüne kadar sergilediği uygulamalar dikkate alındığında; Kozağaçlı'nın hukuken çoktan alması gereken tahliyesinin, bir kez daha ‘puan’ ve ‘iyi hal’ kılıfı altında, keyfi gerekçelerle engellenmesi ihtimali son derece yüksektir. Yargı kararlarının üzerine çıkan, kendini mahkemelerin yerine koyan İGK, siyasi tutsaklar için ‘pişmanlık’ dayatmasının ve süresiz infazın aracı haline gelmiştir. İnfaz hukukunun öngördüğü sınırları aşarak; siyasal iktidarın muhalifleri cezalandırma ve susturma aracına dönüşmüştür. ‘İyi hâl’ değerlendirmesi adı altında işletilen bu mekanizma, cezanın süresiz eştirilmesi ve idarenin yasalardan bağımsız, mutlak yetkisiyle donatılması anlamına gelmektedir. Selçuk Kozağaçlı şahsında somutlaşan bu durum, sadece bir hukukçunun mesleğine ve adalet arayışına yönelik sistemli bir saldırıdır. Selçuk özgürlüğünün gasp edilmesi değil; savunma makamına, avukatlık Kozağaçlı'nın ve tahliyesi engellenen birçok muhalifin yaşadığı süreçler göstermiştir ki; bu kurullar, anayasal ve kanuni hükümleri fiilen anlamsızlaştırmakta, yargılamanın sonuçlarını idari yorumlarla yeniden yazmaktadır. Savunma faaliyeti, mesleki kimlik ve politik duruş; infaz aşamasında açıkça cezalandırılmaktadır” diye konuştu.
‘HUKUKU ORTADAN KALDIRMAKTIR’
Söz konusu olanın yalnızca bir kişinin özgürlüğü olmadığını, söz konusu olanın, savunma hakkının, hukukun ve örgütlü muhalefetin hedef alınması olduğunu vurgulayan Bozkurt konuşmasını şöyle sonlandırdı. “Bugün İdare ve Gözlem Kurulları eliyle yürütülen bu süreç; hukuki güvenlik ilkesini ortadan kaldırmaktadır. Ceza infaz sistemini keyfiliğin alanına dönüştürmekte, hapishaneleri siyasal birer disiplin mekânı haline getirmektedir. Açıkça ifade ediyoruz; Bu uygulamalar, hukuk devleti ilkesinin tasfiyesi, infaz hukukunun siyasal bir baskı aracına dönüştürülmesi anlamına gelmektedir. Puanlama sistemiyle adalet ölçülemez. Selçuk Kozağaçlı'nın onurlu duruşu, cezaevi kurullarının keyfi puanlarına sığmaz. İnfaz yakma uygulamalarına son verilmeli, kanuni şartları oluşmuş tahliyelerin idari kararlarla engellenmesi suçundan vazgeçilmelidir. Avukatlık mesleğinin kriminalize edilmesini ve meslektaşımızın rehin tutulmasını kabul etmiyoruz. Hukuku askıya alan bu düzen, bugün muhalif avukatları hedef alırken, yarın ise tüm toplumu hedef alacaktır. Selçuk Kozağaçlı ve tüm tutsak meslektaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek meydanlarda ve adliyelerde olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
