ANKARA - Asgari ücretin açıklanmasıyla “tarihi artış” nutuklarının atıldığını belirten KESK, ”Asıl tarihi artış hayat pahalılığında, iğneden ipliğe sağanağa dönüşen zam yağmurunda” açıklaması yaptı.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), 2022 yılı asgari ücretin 4 bin 250 TL olmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Gelir vergisi kesintisi kaldırıldığı için eş ve çocuk durumuna bağlı kalmaksızın tüm asgari ücretlilerin cebine girecek tutar 2022 yılı için aylık net 4 bin 250 TL olacak iktidar ve yandaş medya ‘tarihi artış’ nutukları atmaya başladı” denildi.
İĞNEDEN İPLİĞE HER ŞEY ARTTI
Asgari ücretin belirlenmesinde bir ailenin geçimini sağlayıp sağlamadığına bakılarak belirlenmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, “Asıl tarihi artış hayat pahalılığında, iğneden ipliğe sağanağa dönüşen zam yağmurunda, TL’nin döviz karşısında her gün daha fazla değer yitirmesinde yaşanmaktadır. Dolayısıyla önemli olan asgari ücretin oransal artışı değildir. Önemli olan gün geçtikçe ağırlaşan koşullarda asgari ücretin işçinin ve ailesinin geçimini karşılamaya yetip yetmediğidir” diye belirtildi.
DOLAR KARŞISINDA ERİDİ
Asgari ücretin belirlenmesi güncel kur artışlarının göz önünde bulundurulmadığı, bu haliyle asgari ücretin dolar karşısında şimdiden eridiği kaydedilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Dolar kurunun 9,5 TL olduğu koşullarda yapılan bir ankete dayanılarak ‘çalışanların yüzde 37,3’ünün asgari ücretin 3 bin 750-4 bin lira arasında olmasını istediğini’ iddia edilmiştir. Sadece son bir ayda TL'nin dolar karşısında yüzde 55 değer yitirmesi görmezden gelinerek ‘asgari ücrette çalışanların beklentisinin de üzerinde artış yapıldı’ algısı yaratılmak istenmiştir. Halbuki 1 doların 16 TL’ye dayandığı bugünkü koşullarda ‘asgari ücretin ne kadar olmasını istiyorsunuz’ diye sorulacak olsa çalışanların ezici çoğunluğun vereceği cevap bellidir. Söz konusu algı operasyonlarının etkisi geçicidir. Kalıcı olan tüm emekçilerin, işçilerin insanca yaşamaya yetecek bir ücret mücadelesidir.”
‘GREV HAKKI OLMALI’
Açıklamada şu talepler sıralandı:
“* Asgari ücret tespitine ilişkin 131 Sayılı ILO Sözleşmesi onaylanmalıdır.
* Yıllardır TÜİK'in çarpık rakamlarına mahkum edilen, milli gelirden pay verilmeyen asgari ücretliler başta olmak üzere tüm emekçilerin, işçilerin yaşadığı kayıplar karşılanmalıdır.
* Asgari ücrette yapılan artış gittikçe ağırlaşan koşullarda yetersizdir. Öte yandan Türkiye'nin tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine dönüşmemesi için kamu emekçilerinin, emeklilerin, işçilerin maaş ve ücretleri de en az asgari ücrete yapılan artış oranında, en az yüzde 50 artırılmalıdır. Çoktan kadük hale gelen Toplu İş Sözleşmeleri buna göre yenilenmelidir.
* Asgari ücret ulusal ölçekli bir toplu pazarlıkla belirlenmeli ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir.”
Açıklamanın devamında, KESK’in 18 Aralık 2021 Cumartesi günü İzmir ve Diyarbakır’da, 19 Aralık 2021 Pazar günü Ankara ve İstanbul’da “Geçinemiyoruz” şiarıyla gerçekleştirilecek mitinge kitlesel katılım çağrısı yapıldı.