ANKARA - Sığınma evlerindeki kadınların oy haklarını kullanabilmeleri için herhangi bir düzenlemenin olmadığını belirten Mor Çatı Gönüllüsü Hazal Hartavi, “Kadınları görmezden geliyorlar" dedi.
Ülkede, erkek şiddetinden kurtulmak için sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalan kadınlar, son 5 seçimde oy kullanamıyor. En son 31 Mart'ta gerçekleşen Mahalli İdareler Seçimi’nde sığınma evlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadın, sandık başına gidemedi. Kadınlar, adresleri güvenlik kaygısıyla gizlendiği için seçimlere katılamazken, AKP ve MHP tarafından Meclis’e sunulan, Genel Kurul’da da 31 Mart’ta kabul edilen Seçim Kanunu değişikliğinde, kadınların bu sorunu bir kez daha görmezden gelindi.
Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkındaki Yönetmelik ile nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin kadın sığınma evleri açması zorunlu hale getirildi. Buna göre, en az 215 kadın sığınma evinin açılması gerekirken, Türkiye’de bulunan 145 sığınma evinin kapasitesi ise 3 bin 482 kişiyle sınırlı.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı sosyal çalışma gönüllüsü Hazal Hartavi, başta iradelerinin sandığa yansımaması olmak üzere sığınma evlerinde kalan kadınların yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
OY HAKKI KULLANILAMIYOR
Sığınma evlerine yerleşmek zorunda bırakılan kadınların adreslerinin mahkeme kararıyla gizlendiğini belirten Hartavi, bu durum nedeniyle seçimlerde oy kullanılamadığını söyledi. Kadınların oy kullanabilmesi için herhangi bir düzenlemenin yapılmadığına dikkati çeken Hartavi, iktidarın kadınları görmezden geldiğini ifade etti. Hartavi, konuya ilişkin şunları belirtti: “Sığınakta kalan kadınların adresi Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) olarak kaydediliyor. Her şehirde ŞÖNİM var ancak bazen kadınlar başka şehirdeki sığınma evlerinde kalıyor. Bu konuda kadınları görmezden geliyorlar. Sığınakta kalan kadınlara ayrı bir sandık kuracak bir planlamaya gidilebilir ancak buna ilişkin bir çalışma yok. İktidar kadın dernekleriyle görüşmüyor. Geçmiş dönemde kadınların buna yönelik bir talepleri vardı ama çözülmedi.”
SAĞLIĞA ERİŞİLEMİYOR
Sığınma evlerindeki kadınların yaşadığı bir diğer sorunun da sağlığa erişim hakkı olduğunu belirten Hartavi, nedenin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun etkin olarak uygulanmaması olduğunu ifade etti. Hartavi, “Kanuna göre, kadın koruma altındaysa genel sağlık sigortalı sayılması gerekiyor ancak bunun uygulanmadığını görüyoruz. Sığınaktaki kadınların adresleri mahkeme kararıyla gizli tutuluyor. Bu gizlilik kararı hastaneden randevu alırken bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Sistemde görünmedikleri için randevu alamıyorlar” diye belirtti.
KADINLAR İÇİN HAPİSHANE
Vakıf olarak devlete ait sığınma evlerinde kalan kadınlarla sık sık bir araya geldiklerini kaydeden Hartavi, kadınların buraları “hapishane olarak” tanımladığını söyledi. Buralarda yeme, içme, giriş ve çıkış saatlerinin belirli olduğunu dile getiren Hartavi, bu durumun ise birçok soruna neden olduğunu söyledi. Örneğin hamile bir kadına yeme-içme saatinin dışında olduğu için hiçbir şeyin verilmediğini belirten Hartavi, temel sorunun buraların kadından yana bir bakış açısıyla yönetilmemesi olduğunu ifade etti.
SIĞINAK SAYISI YETERSİZ
Bakanlığın sığınma evlerine ilişkin verileri kadın dernekleriyle paylaşmadığını ve derneklerin Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi üzerinden bilgi edinmeye çalıştığını aktaran Hartavi, pek çok sorun olduğunu ancak en önemli sorunun sığınma evlerinin yetersizliği ve kapasite sorunu olduğunu kaydetti. Kadınların daha başvuru aşamasında birçok sorunla karşılaştığına değinen Hartavi, yaşanılanlarla ilgili şunları aktardı: “Şu an 145 sığınak var ama bunların kaçı faaliyette bilmiyoruz. Sığınak var ama yıllardır tadilatta gözüküyor ve daha sonra kapatıldığını öğreniyoruz. Kadın sığınakları sayısı yetersiz. Var olan sığınaklar çok kalabalık, kadınların ihtiyaç duydukları hizmetler verilmiyor, sayının yanında nitelik olarak eksiklik var. Devlet sığınaklarında kadından yana bir bakış olmadığı gibi yeterli çalışmalar da yapılmıyor. Kimi zaman kadınlar sığınaklarda hiç psikolog, sosyal çalışmacıyla görüşmeden sığınak sürecini tamamlıyor. Kadınlar cep telefonu, bilgisayar ve interneti kullanamıyor. 12 yaş üstü erkek çocuğu bulunan kadınlar, sığınağa kabul edilmiyor ve çoğu zaman kadınlara başka bir alternatif sunulmuyor.”
ŞİDDET ORTAMINA GERİ DÖNÜLÜYOR
Devletin kontrolündeki sığınma evlerinde kadınların yeterince bilinçlendirilmediğini söyleyen Hartavi, haklarını öğrenemedikleri için kadınların şiddet ortamına geri döndüğünü ifade ederek, şöyle devam etti: “Hakları konusunda yeterince bilgilendirilmedikleri için kadınlar sığınakta bir süre kalmış, barınmış ve konuk olmuş oluyor. 6 aylık süre dolunca da şiddet gördükleri yere geri dönüyorlar. Çocuk ve ergenlerde sığınaklarda oluyor, bu gruplara ilişkin de bir çalışma yok. Kadınlar bazen çocuklarını korumak için, zarar görür düşüncesiyle şiddet ortamına geri dönüyor. Oysaki sığınakların güçlendiren yerler olması gerekiyor. Sığınaklar, kadınların geçici konakladıkları yerler olmamalı. Sosyal çalışmalar yürütülerek, kadının sonraki yaşamını destekleyecek, ihtiyaçlarını karşılayacak yerler olmalıdır. Ancak devlet bunları kadınlara sunmuyor. Kadınlar, buralardan çıktıktan sonra tekrar başvuru yapıyor oysaki ilkinde gereken çalışmalar yapılsa tekrar tekrar başvuru yapılmayacaktır.”
Her dönem sığınma evi talebinin gündem olduğunu belirten Hartavi, devletin gerekli düzenlemelerle bu talebi artık karşılaması gerektiğini ifade etti. Hartavi, yeteri sayıda sığınma evinin yanı sıra kadınların hakları konusunda bilinçleneceği çalışmaların da yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.
MA / Berivan Kutlu