ADIYAMAN - Kömür’de yapılmak istenen mermer ocağına karşı 8 gündür süren direnişe öncülük eden kadınlardan Bahar Boz, “Birileri kazanacak diye dağımızdan, toprağımızdan, doğamızdan vazgeçemeyiz" dedi.
Adıyaman merkeze bağlı Kömür Beldesi’nin kuzey kesiminde yer alan Serintepe (Malê Berdıh) Mahallesi’nin kırsal alanında MEDOS madencilik şirketi tarafından yapılmak istenilen mermer ocağına karşı tepkiler de direniş de sürüyor. Maden için çalışmaları başlatılan şantiye yolu, bölge halkının eylemleriyle durduruldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından yönetilen Kömür Belde Belediyesi de, şirketin şantiye yolu için izin almadığını belirterek, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Mahalleliler, daha sonra maden ocağının planlandığı alanda nöbet eylemi başlattı. 8 gündür süren direnişe ise kadınlar öncülük ediyor.
Sabahın erken saatlerinde nöbet alanında bir araya gelen kadınlar, iş makinelerinin bölgeye girme girişimine karşı ellerindeki baston ve yol güzergahına yerleştirdikleri taşlarla direniyor. Oruçlu olmalarına rağmen akşam saatlerine kadar terk etmedikleri direniş alanında, kimisi el işi örgü örüyor kimisi baharla birlikte doğada yeşeren otları topluyor.
Direnenler arasında 7 yaşında çocuk olan da var 70 yaşında olanlar da. Direnişçilerden biri de bölgede çocukluk yıllarından bu yana çobanlık yapan 25 yaşındaki Bahar Boz.
GÜVENLİ BİR ALAN
Maden ocağının planlandığı alanda genelde kadınların hayvanlarını otlattığını belirten Boz, bölgenin şu an kadınlar için güvenli olduğuna dikkat çekti. Maden ocağının yapılması ile bölgenin güvenli olmaktan çıkacağını söyleyen Boz, “Bu mahallede erkekler tütün işiyle uğraşıyor. Kimisi de il dışına farklı sektörlerde çalışmak üzere gidiyor. Kadınlar, ocağın yapılmak istendiği yere hayvanları otlatmaya getiriyor. Bu alanda ayrıca kışlık odun topluyoruz. Mermer ocağı yapıldığında kadınlar bu alana gelemeyecek. Çocuklar güvenli bir şekilde bu alanda hayvanlarını otlatamayacak. Burası güvenli bir alan olmaktan çıkacak. Şu an doğamızda istediğimiz gibi gezebiliyor, hayvanlarımızı otlatıyoruz. Burada birçok kuyu var, hayvanlarımıza su veriyoruz” diye belirtti.
Bölgede birçok maden ocağı olduğunu dile getiren Boz, maden ocaklarının doğa ve insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine değinerek, “Adıyaman’da özellikle Kömür bölgesinde mermer taşları var. Birçok maden ocağı açıldı. Bize uzak olmalarına rağmen suyumuz, havamız değişti. Şu anda da köyümüzün dibinde bir mermer ocağı açılmak isteniyor. Bu ocak yapılırsa kuyularımız kuruyacak, yollarımız bozulacak, hayvanlarımızı burada otlatamayacağız. Buralara güvenli bir şekilde gelemeyeceğiz, odun toplayamayacağız” dedi.
SADECE HAYVANCILIK KALDI
Aynı bölgede 2017 yılında yine mermer ocağı için yol çalışmalarının olduğunu ancak mahallelilerin tepkisi üzerine şirketin geri adım attığını anımsatan Boz, “İzin vermedik. Çıkarlarını düşünenler, bölgedeki insanlar ‘ne yapacak’ diye düşünmüyorlar. Kimse ‘Bu köylünün hayvanları nerede otlayacak’ diye düşünmüyor. Sadece kazanacakları paraları düşünüyorlar. Burada yapılacak bir maden ocağının bana ya da başka bir köylüye faydası yok, olamazda. Birileri kazanacak diye biz dağımızdan, toprağımızdan, doğamızdan vazgeçemeyiz. Doğamız kimseye kazanç olmayacak. Onların binlerce binası, milyon dolarları olabilir ama bizim başka bir doğamız yok. Tütünü elimizden aldılar ekemiyoruz, sadece elimizde hayvancılık kaldı” ifadelerini kullandı.
GÖÇ ETTİRMEK İSTİYORLAR
Bölgede yaşayan yurttaşların geçimlerini hayvancılık yaparak sağladığının altını çizen Boz, şöyle devam etti: “Hayvancılık yapamazsak bu dağ başında yoğurt, peynir, yağ, domates alacak parayı nasıl kazanacağız? Bölgede yaşayanlar göç ettirilmek isteniyor. Buradan şehirlere taşınırsak orada iş bulmamız gerekecek. O kadar çok işsiz arasında bana kimse iş fırsatı sunmayacak. Belki yıllarca iş arayacağım. Annem babam yaşlı, hayatları boyunca kendi topraklarında tütün ekmişler ve bizi büyütmüşler. Onlar başkasının toprağında çalışamaz. Annem başkasının fabrikasında çalışamaz. Biz başkasına kölelik yapmak istemiyoruz. Ölünceye kadar toprağımıza, ekmeğimize, doğamıza sahip çıkacağız. Buraya yeni gelmedik, yüz yıllardır burada yaşıyoruz. Atalarımız burada yaşadı. Şehirlerde yaşayan bir insanın evini ortada bir sorun yokken kimse yıkamaz, kimse buna izin vermez. Şu an bizim evimizi yıkmak istiyorlar, doğamız bizim evimizdir.”
MA / Emrullah Acar