Urfa'nın sokaklarında sesiz şekilde el arabası ile antika alıp-satan Süleyman Kaya, günümüzde bir modaya dönüştürülen ve yüklü paralar yatırılan işi farklı bir boyuta taşıyor. Kaya, 15 yıldır kentin sokaklarını gezerek topladığı parçaları yine aynı yöntemle yeni sahiplerine ulaştırıyor. 10 asır öncesine kadarki eserleri elinde bulunduran Kaya, el arabasında yaptığı satışın insanlar tarafından çekici bulunduğunu vurguluyor. 

 

HER GÜN 20 KİLOMETRE

 

Her gün kentin bir kaç mahallesini dolaştığını söyleyen Kaya, yürüyerek bu işi yapmanın zor ama keyifli olduğunu belirtiyor. Her gün yaklaşık 20 kilometre boyunca el arabasını iten Kaya insanların ilgisini şu sözlerle anlattı: "Genelde antika parçalar yeni semtlerde değil de Urfa’nın eski mahallelerinde çıkıyor. Bakırcılar Çarşısı'nda bir dükkan içinde antika-alıp satımı yapılıyor ama benim gibi arabada satan kimse yok. Hatta bölgede bile böyle satış yapan yok. Ancak net bir kazancım yok. Bazen bir hafta boyunca hiç satış yapamıyorum. Alıcıyı yakalayabilmek gerekiyor. Antika ihtiyaçtan öte bir keyif meselesi olduğu için herkes tarafından rağbet gören bir şey değil. Antikaya düşkün olan birisi beni gördüğü zaman birkaç parça eşya alıyor. Birkaç parça eşya satarsam zaten bir ay bana yetiyor.”

 

ÜRÜNLERİN KİME AİT OLDUĞUNU ÇIKARTABİLİYOR

 

Elinde her türlü antika parçanın olduğunu dile getiren Kaya, yıllardır bu işle uğraşmasından kaynaklı antikadan çok iyi anladığını belirtiyor. Bakır ve tunç tarzı ürünlerde yer alan işlemelere bakarak hangi millete ait olduğunu bulabildiğini aktaran Kaya, eline birçok Ermeni ve Süryani ustanın elinden çıkmış ürünün geldiğini söylüyor. 

 

Tüm zorluklarına rağmen işini sevdiğini dile getiren Kaya şunları belirtti: "Ekmek parası kazanmak kolay değil. Başka bir işte yapabilirim ama bu işle uğraşmak daha çok hoşuma gidiyor. Bir de bu işi sadece ben yapıyorum. İnsanlar genelde antika ürünleri değersiz gördüğü için çok basit fiyatlar veriyorlar. Benim dediğim rakamı çok yüksek buluyorlar. Ancak her şeyin bir değeri vardır."