‘Medreselerin kaldırılmasıyla Kürt şiiri büyük bir yara aldı’

img
DİYARBAKIR - “Doğu Edebiyatı’nda Melayê Cizîrî ve Şîrazî” panelinde konuşan Şair İlhami Sîdar, “Shakespeare’e verilen önem Melayê Cizîrî’ye verilseydi, dünyanın en önemli şairlerinden biri olacaktı. Kürtçe, büyük bir şiir dilidir. Medreselerin kaldırılmasıyla Kürt şiiri büyük bir yara aldı” dedi.
 
Diyarbakır Sanat Merkezi ve Lîs Yayınları’nın ortaklaşa düzenlediği 11 Ekim’de başlayan Diyarbakır Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri’nin ikincisi, Diyarbakır Mimarlar Odası Şubesi’nde düzenlenen “Divanlar arası: Doğu Edebiyatı’nda Melayê Cizîrî ve Hafız Şîrazî” paneliyle devam ediyor. İlyas Aktaş Toplantı Salonu’nda yapılan ve moderatörlüğünü Ayrıntı Yayınevi Yöneticisi İlbay Kahraman’ın yaptığı panele, Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Mehmet Kanar, Melayê Cizîrî’nin Divanı’nı Türkçe’ye çeviren şair İlhami Sidar, Bingöl Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Zahir Ertekin ve Şair Emirhan Oğuz konuşmacı olarak katıldı. Panele, çok sayıda yazar, şair ve edebiyatsever de dinleyici olarak katıldı.
 
HANGİ DİLDE YAZIYORSANIZ…
 
Sözcükler, dilin atomu olduğunu dile getiren Ayrıntı Yayınevi Yöneticisi Kahraman, “Edebiyat, aynı zamanda dil demektir. Fars dünyası dilin anavatanı ise hafız o dilin tanrısıdır. Farsça kendisiyle ilişkili olan tüm dilleri etkilemiştir. Etnik yapısı ne olursa olsun bütün o dönemlerin şairleri Farsçayı kullanmışlardır. Bu etkilenmeyi önemli bilmiyorum. Egemen dilde yazıyorsanız kültürünüzü geliştiremiyorsunuz. Yaşar Kemal, Kürt’tür. Dolasıyla Kemal’e Kürt edebiyatçısı diyemeyiz. Hangi dilde yazıyorsanız o dilin yazarı ve şairisinizdir” şeklinde konuştu. Kürtlere öneride bulunan Kahraman, “Bu dili öğrenin ve yazın. Kendi dilinizde yazma ve okumayı öğrenin. Özellikle de eserler yazmayı deneyin. Mutlaka ama mutlaka kendi dilinizi geliştirin” dedi.
 
‘DAHA ÇOK YOL ALMALIYIZ’
 
Yeditepe Üniversitesi öğretim görevlisi Mehmet Kanar, dünyadaki bütün masalların kaynağı Hint edebiyatının olduğunu belirtti. Türkiye’de karşılaştırmalı edebiyatın yeni kurulduğunu ifade eden Kanar, “Ama biz daha emekleme dönemindeyiz. Akademik düzeyde daha çok yol almalıyız. 1980’de üniversiteler bir yumruk yedi, hala kendine gelemedi” dedi. Hafız Şîrazî’ye de değinen Kanar, Şîrazî hakkında neredeyse herhangi bir bilgilerinin olmadığını dile getirdi. Kanar, İran edebiyatının Türk edebiyatı gibi şiirler üzerine kurulduğunu ifade etti.
 
‘CİZÎRÎ’NİN DİLİ ORİJİNAL KÜRTÇE’DİR’
 
Bingöl Üniversitesi öğretim görevlisi Zahir Ertekin, Melayê Cizîrî ile Hafız Şîrazî divanları hakkında bilgi verdi. Cizîrî’nin divanından beyitler örnek veren Ertekin, Cizîrî’nin Şîrazî’nden etkilendiğini dile getirdi. 
 
Melayê Cizîrî’nin Divanı’nı Türkçe’ye çeviren Şair İlhami Sîdar, Shakespeare’e verilen önemin Cizîrî’ye verilmediğini, verildiği taktirde dünyanın önemli şairlerinden biri olacağını belirtti. Kürt tarihindeki medreselerin önemine dikkat çeken Sîdar, “Kürtçe, büyük bir şiir dilidir. Medreselerin kaldırılmasıyla birlikte Kürt şiiri büyük bir yara aldı” dedi. Cizîri’nin şiirlerinde kullandığı dilin orijinal Kürtçe olduğunu kaydeden Sîdar, “Kürt edebiyatı ve şiirin gelişmesi için klasik şiirden beslenmesi gerekir” dedi. 40 yaşından sonra Kürtçe’yi öğrendiğini belirten Sîdar, “Her Kürtçe yayını okuyordum. Melayê Cizîrî’yi okuduğumdan sonra diğer yapıtları sorgulamaya başladım” diye konuştu.
 
'BÜYÜK ACIDIR'
 
Ayrıntı Yayınevi’nin editörü Şair Emirhan Oğuz ise, Melayê Cizîrî’nin Divanı’nın Türkçe’ye çevrilmesi döneminde kitabın çevirmeni ile yaşadıkları zorlukları anlattı. Batı dillerini bildiklerini ancak ergenlik döneminde beraber büyüdükleri arkadaşlarının kullandığı Ermenice ve Rumca bilmediğini belirten Oğuz, "Bu çok büyük acıdır. Dil kendinden çıktıktan sonra başka bir şey oluyor" diye konuştu. 
 
 Panel, soru-cevap şeklinde sona erdi.