DİYARBAKIR – TÜYAP tarafından düzenlenen Diyarbakır 6’ncı Kitap Fuarı, okuyucuların yoğun ilgisiyle ikinci gününde devam ederken, yasaklanan 89 kitabından yoksun stant açan Aram Yayınları, okurlarını bekliyor.
TÜYAP tarafından düzenlenen ve 120 yayınevinin katıldığı Diyarbakır 6’ncı Kitap Fuarı, Fuar ve Kongre Merkezi’nde ikinci gününde devam ediyor. 250’ye yakın yazarın katıldığı fuarda, şiir dinletisi, panel, söyleşi ve belgesel gösterimlerinin yanı sıra çok sayıda etkinlik düzenleniyor. Okuyuculardan yoğun ilgi gören fuarda, Kürt yayınevleri de stantlar açtı. Bu yayınevlerinden biri de farklı mahkemeler tarafından 89 kitabı toplatılan Aram Yayınları. 89 kitabından yoksun stant açan Aram Yayınları çalışanları, fuar alanında okurlarını bekliyor.
‘ZORLU SÜREÇ OKUR DESTEĞİYLE ATLATILIR’
Aram Yayınları editörlerinden Ulaş Güldiken, kurdaki hızlı artışın kağıt fiyatlarına yansımasının dergi ve kitap yayıncılığı açısından ciddi bir sorun yarattığını belirterek, “Kuşkusuz mütevazı imkanlarla yayım hayatına devam eden Aram Yayınları da bu krizden etkilendi. Aram Yayınları çok fazla engelle mücadele ediyor. Yayıncı doğru politikalarla, yayın kalitesini de koruyarak ve doğru bir strateji ile yayın hayatına devam ettiğinde, bu dönemleri daha rahat atlatabiliyor. Zor süreçten geçen Kürt yayınevleri bu dönemde daha fazla sahiplenilmesi gerekiyor” dedi.
‘KÜRTÇE ANONS YOK’
TÜYAP’ın kentte dört yıl süreyle fuar düzenlememesinin gerekçelerini gerçekçi bulmadıklarını ifade eden Güldiken, bunun ekonomik nedenlerden çok politik nedenlerden kaynaklandığını belirtti. Güldiken, “Ne değişti de fuar düzenleme kararı alındı. OHAL isim olarak kaldırılmış olabilir. Ancak uygulamaları kaldığı yerden devam ediyor. 89 kitabımız yasaklı. Kitaplar üzerindeki yasak kaldırılmadı. Diyarbakır aynı Diyarbakır, Kürtler aynı Kürtler, neticede ara dönemde TÜYAP’ın katılmaması sonucu DBP’li belediyeler fuar düzenledi. Çok butik, kaliteli ve renkli geçti. Diyarbakır bir Kürt kenti. Burada Kürtçe anons yok. İmza etkinlikleri, paneller olsun hiçbirinin anonsu Kürtçe yapılmıyor. Bu saygısızlıktır. Bunca Kürt yayıncı var. Fuarda Kürtçeye dair bir atmosfer yok. Dört yıl önce Kürtçe anonslar da yapılırdı” şeklinde konuştu.
‘OKURLARI FUARA BEKLİYORUZ’
Fuarın kültürel ve zihinsel katkılarda bulunduğunu söyleyen Güldiken, şunları dile getirdi: “Kentler, politik, psikolojik ve ekonomik olarak kriz yaşayabilir. Bu tip dönemlerde kültür etkinlikleri, kentin kültürel ve zihinsel atmosferine büyük katkıda bulunuyor. Okur bu fuarı bir fırsata dönüştürmeli. Diyarbakır’daki okurları fuar alanına bekliyoruz.”
KÜRT PEN: KÜRT OKURLAR DUYARLI OLMALI
Kürt PEN Derneği Eşbaşkanı Osman Özçelik ise fuarın düzenlenmesinin önemine işaret ederek, “Aradan geçen dört yıldan sonra TÜYAP’ın Diyarbakır’da kitap fuarı düzenlemesi bizi mutlu etti. Maalesef TÜYAP, programında başta Kürtçeye yer vermedi. Kürt PEN olarak Kürtçe olmasa protesto edeceğimizi söyledik. Fuarın açılışına bir gün kala Kürtçe programı da açıkladılar” dedi.
‘YAŞAM EDEBİYATLA GÜZELLEŞİR’
Cezaevinde olan ve kitapları fuarda satılan Kürt yazarlara dikkat çeken Özçelik, “Kürtçe yazan ve hakkında dava açılmayan tek bir Kürt yazar dahi kalmadı. Kürtçe üzerinde devam eden bunca baskıya rağmen Kürtçe kitaplarının gün be gün arttığını görüyoruz. Kürtçe yazan genç Kürt yazarlar ve yine bununla beraber Kürtçe okuma oranının yükseldiği bizi mutlu ediyor ve umutlandırıyor. Yaşam edebiyatla, sanatla güzelleşir. Coğrafyamızda buna direnişi de eklemek lazım” dedi.
‘KÜRTÇE KİTAPLARA İLGİ GÖSTERİLSİN’
Ekonomik krizden nasibini alan yayınevlerinin zorlu günler geçirdiğine değinen Özçelik, Kürt yayınlarının bundan daha fazla etkilendiğini söyledi. Kürt okurlara seslenen Özçelik, Kürtçe kitaplara ilgi gösterilmesini ve Kürt yayınevlerinin okurlarının desteği ile ayakta kalabileceğini dile getirdi.
‘DİLLER ÖZGÜR OLMALI’
Yazar Şeyhmus Diken de kent sakinlerinin 6 gün boyunca açık olacak olan fuar alanını ziyaret etmesi gerektiğini söyledi. Fuarın dinlendirici ve eğitici yönünü anlatan Diken, “Kitap okuyan insanın itibarı, parası olan insandan daha fazladır. Derler ya bir yere kıyafetlerinizle girersiniz, konuştuklarınız ve düşüncelerinizle çıkarsınız. Kitaplardan uzak durmamak lazım, okumak lazım” dedi.
Anadilde eğitimin gerekliliği üzerinde duran Diken, Kürt çocuklarının eğitim hayatına dezavantajla başladığını söyledi. Diken, “Kürt çocukları eğitim hayatına 1-0 mağlup başlıyor. Evinde, sokağında, köyünde Kürtçe konuşan Kürt çocuğu, okula gittiğinde bilmediği bir dil ile karşılaşıyor. Dillerin önündeki engel ve kısıtlamalar kaldırılmalı. Bir dilin resmi dil olması ya da olmaması önemli değil. Diller özgür bırakılmalı” ifadelerini kullandı.
MA / Lezgin Akdeniz